“30” diyorlar adına ama yine, yeniden 31’e bağlanan bir Mayıs sabahından merhaba dostlar. Başı Mayıs, sonu Haziran olan haftanın başından! Yaşadığım çılgın gecenin ardından hem de…

Üzerinize afiyet, dün gece âlemlere aktım efenim. Akşamüstünden başladı bu sefer. Serkeş bir hayat sürüyorum sanırım. Biraz dinginleşmem lazım. Bu bohem yaşam tarzı nereye kadar?

Havalar da ısındı coğrafyada, balkon sezonu açıldı anlayacağınız. Balkonda başladı akşamüstü maceram. Kalan 160 derece kimin umurunda; 20 derecelik geniş açıyla deniz görür balkonumdan, akşam karanlığında; denizi görmeye çalıştım önce. Karanlıkta bir türlü göremeyince, sabaha bıraktım, bu muhteşem haz veren eylemi…

Çaydı, meyveydi çılgınlıklar devam etti. Çayı bu sefer, ellerim yanma pahasına, kulpsuz bardaktan içtim. Değişik bir deneyim oldu…

Yaptığım çılgınlıklar bununla bitmedi tabii!

Meyveleri, her zamanki soyduğum yerin tam tersinden soymayı denedim. Tam ters açıyla! Elimi kesiyordum ama olsun…

Tabuları yıkarak ilerlemeye devam!

Saatler 23’ü göstermeye hazırlanırken, burası şokomelli pardon çok önemli; ‘23’ü gösterdiğinde’ değil efenim, hazırlık aşamasında…

Niye mi önemli? Ben de bilmiyorum. Sadece hissediyorum. His adamıyım ben aynı zamanda…

Değişikliği de seven bir yapım olduğu için; oturma odasına geçtim. Çok ilginç değil mi? Sonrasında, oturma odasında, koltukta uyuklayarak başlayan gece hayatım; önce yatak odasında, ardından salondaki koltukla devam etti. Malum sıcak! Gece boyu yer değişikliği şart…

Bu serkeş hayat; bu çılgın yaşam tarzı, bu bohem nereye kadar bilemiyorum? Serkeşim, berduşum, çapulcuyum, bir de sanırım ayyaşım, içmeden sarhoşum…

Dedim ya: Çılgınım bu aralar diye. Gün; acaba, ne tür çılgınlıklara gebe?

Bakceez, yaşıceez, görceez! Her gün bir yerden göçmek, ne iyi! Her gün bir yere konmak, ne güzel! Bulanmadan, donmadan akmak, ne hoş! Dün bitti! Dünle beraber, gitti cancağızım! Ne kadar söz varsa, düne ait…

Şimdi, yeni şeyler söylemek lazım!

O’na, Bu’na, Şu’na ama en çok sana, bana, bize hediye; yine, yeniden doğumunu yaptı gün. Yaşanası bir hayat var önümüzde; yine, yeniden…

Belki de bugün! Yeni bir hayat, yeni başlangıçlar. Deniz kokulu Mersin sabahından en içten selam ve Sevgi’lerimle dostlar…