Buradasınız
Anasayfa > Genel > CHP’de genel başkan adayları netleşti….

CHP’de genel başkan adayları netleşti….

Sosyal Medyada Paylaş

CHP’de 36. kurultayda Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk Eminağaoğlu delegelerden yeterli desteği alamadı. Liderlik yarışında Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce olacak.

CHP’de 36. kurultayda aday olacaklarını açıklayan iki isim Ümit Kocasakal ve Ömer Faruk Eminağaoğlu delegelerden aday olmak için yeterli imzayı toplayamadı. Genel başkanlık yarışında Kemal Kılıçdaroğlu ile Muharrem İnce yarışacak.

Kılıçdaroğlu 1081, Muharrem İnce ise 165 delegenin desteğini aldı.
CHP’nin “Adalet ve Cesaret” temalı 36. Olağan Kurultayının başlamasına saatler kala, partililer salonda. Kurultayın yapıldığı salona ilk gelen genel başkan adayı Muharrem İnce oldu. İnce eşi ile birlikte kürsüye çıkarak partilileri selamladı.CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da İnce’den yaklaşık 20 dakika sonra salona girdi. Kılıçdaroğlu eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile birlikte partilileri selamladı. Kurultayın başkanlık divanına Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen seçildi. İşte 4 genel başkan adayı, binden fazla da Parti Meclisi üyesi adayının bulunduğu tarihi kurultaydan notlar…

CHP’nin 36. Olağan Kurultayı bugün Ankara’da başladı.

ince-kk-orta.jpg

İŞTE KONGREDEN NOTLAR
Afrin’e yönelik operasyon nedeniyle kurultayda müzik kullanımı en az indirilmiş durumda. Dolayısıyla, 36. Kurultay’ın “en şenliksiz” kurultaylardan biri olduğunu söylemek mümkün. Ancak Kurultay’ın başlamasından daha saatler önce CHP’liler salonu doldurdular. Kurultay salonu yolunda, “hak hukuk adalet” sloganları atan CHP’liler, salon içinde ise Türk bayrakları ve CHP bayrakları kullanıyorlar. Salonda en çok kullanılan slogan “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı.

Saat:11:20 Kurultayın başkanlık divanına Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen seçildi.

“BİZ KUVAYİ MİLLİYECİYİZ”

Saat: 11:15 Kürsüye ilk olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu geldi. Kılıçdaroğlu mevcut genel başkan sıfatıyla kongrenin açış konuşmasını yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin 36. kurultayını açılış konuşmasında, Kurultay’a katılanları  “sevgili yoldaşlarım” diye selamladı ve “hoşgeldiniz” konuşması yaptı.

Kılıçdaroğlu, kurultayda yer almayan iki ismi, yurtdışında tedavi gören önceki Genel Başkanı Deniz Baykal’ı ve hapisteki CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nu andı.

Kılıçdaroğlu, “İki değerli yoldaşımız aramızda yok. Bunlardan birincisi Deniz Baykal. Tedavi görüyor, şifalar diliyoruz. Bütün dualarımız Deniz Baykal’ın yanında.

Aramızda olmayan milletvekilimiz Enis Berberoğlu, hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, talimat üzerine, hapishanede siyasi tutuklu olarak tutulmaktadır.

Berberoğlu’na tüm yol arkadaşlarının selamını, sevgisini ve dostluğunu gönderiyorum.” dedi.

“İSTEDİĞİNİZ KADAR BASKI YAPIN..”

Kılıçdaroğlu, Berberoğlu’nun “talimat üzerine tutsak tutulduğunu”, Berberoğlu’nun verdiği iddia edilen MİT kamyonları tutanak ve belgelerini hazırlayan asker, yargı mensuplarının şu anda “terör üyesi olmaktan” hapiste olduğunu söyleyerek,  “80 milyonun önünde yargı camiasına sormak istiyorum. Terör örgütlerinin tuttuğu tutanaklar, terör örgütlerinin bildiği bir sır nasıl olur da devlet sırrı olur. Terör örgütlerine devleti teslim edeceksiniz, sonra da kalkıp bunun intikamını CHP)den alacaksınız Enis Berberoğlu’nu talimatla tutsak tutacaksınız” dedi. Kılıçdaroğlu, baskıya rağmen direnmenin devam edeceğini de vurgulayarak, “boyun eğmeyeceğiz. Çünkü biz Kuvayı Milliyeciyiz” diye konuştu.

 

TRİBÜNLER İKİYE AYRILMIŞ; İNCE TARAFTARLARI DAHA COŞKULU

CHP kurutayında bugün Genel Başkanlık seçimi yapılacak. Seçimler için mevcut Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu dışında, Muharrem İnce, Ömer Faruk Eminağaoğlu ve Ümit Kocasakal da aday.

Ancak salonda ağırlık Kılıçdaroğlu ve İnce taraftarlarında. Seyircilere ayrılan tribünler adeta ikiye bölünmüş durumda. Sol tarafta konumlanmış Muharrem İnce taraftarları daha heyecanlı, sık sık slogan atıyorlar. Kılıçdaroğlu taraftarları daha sakin görünüyor.

Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları söyledi:

“Türkiye tarihinin en zor koşulları içinde ve bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğu ifade ediliyor. Cumhuriyet tarihimizin en zor süreçlerinden birini yaşıyoruz. Bu kurultay Türkiye’yi yaşanan sorunlardan çekip çıkarma kurultayıdır. Bu kurultay, Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandırma kurultayıdır. Bu kurultay Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Dolmabahçe’den bakıp ‘Geldikleri gibi gidecekler’ dedikleri kurultaydır. Bu kurultay huzur isteyenlerin kurultayıdır. Sivas Kongresi’nin ruhunu taşıyanların kurultayıdır. Adalet için cesaretle yola çıkanları kurultayıdır. Bu kurultay Kuvayı Milliyecilerin kurultayıdır. Firavun karşısında Musa olnaların kurultayıdır. Zulmün karşsıında dilsiz şeytan olmayanların kurultayıdır. Bu kurultay bereketli kurultayda yoksulluğu tarihe gömeceğiz diyenlerin kurultayıdır. Toplumun her kesimine umut taşımyaı öngörenlerin kurultayıdır. Bu kurultyay yurtta barış dünyada barış diyenlerin kurultayıdır. Ne ezen ne ezilen diyenlerin kurultayıdır.”

“Bu kurultay tanımında terör örgütü tarafından aldatılanlar yoktur. Bu kurultay salonunda terör örgütleri ile pazarlık kuranlar yoktur. Bu kurultay salıonunda terör örgütleri ile aynı menzile yürüyenler yoktur. Devletin haremini yani namusunu terör örgütüne teslim edenler yoktur. Bu kurultay salonunda terör örgütlerine “Ne istediniz de vermedik” diyenler yoktur. Vatan toprağını terör örgütlerine teslim edip Süleyman Şah Türbesi’ni kaçıranlar yoktur. Kendi vatanında vergi ödedememek için Man Adaları’nda şirket kuranlar yoktur. Bu kurultay salonunda namussuzlar kadar cesur olmaya ant içmiş namuslular vardır. Bu nedenle kurultayın adı ‘Adalet ve cesaret’tir. Adaleti ve cesareti bir arada götüreceğiz. Ülkemizin genel durumu şöyle. Bugün beş temel sorunla karşı karşıyayız. Karamsar bir tablo var. Bu tablo kaygıları derinleştiriyor. Oysa 2002’de iktidar olduklarında Türkiye’nin bir temel sorunu vardı. Bu bazen Kürt sorunu, bazen toplumsal barış, bazen Güneydoğu sorunu olarak dillendirildi. Demokrasi, ekonomi, eğitim ve dış politika sorunları eklendi. Sorunlar giderek derinleşmeketedir. Biz CHP solarak sadece sorunları dile getiren değil her sorunun üzerine kararlılıkla yürüyen bir partiyiz…”

Çözümlere de kısada değineceğim. Bazen ‘Kürt sorununu’ bazen ‘Güneydoğu’, bazen ‘toplumsal barış’ olarak dillendiriyoruz. 2002’de terör örgütünün beli kırılmıştı. Terör neredeyse sıfırlanmıştı. Sorun Türkiye’nin gündeminden büyük ölçüde çıkmıştı. Önce terör örgütü ile masaya oturdular. Toplantılar yaptılar. Şu tablo çıktı ortaya. Bugün toplumsal barışımızı tehdit eden terör daha geniş bir coğrafyada varlığını sürdürmeye çalıştı. Afrin’de askerlerimiz var. Yüreğimiz onlarla beraber. Şehitlerimiz, gazilerimiz var. Biz Afrin’de bu ülke için mücadele eden Mustafa Kemal’in Mehmetçiklerine buradan selam gönderiyoruz.

“SURİYE VE IRAK HÜKÜMETLERİYLE TEMASA GEÇİNİZ”
Afrin milli bir duruşu öngörüyor. Biz de milli duruşumuzu açık ve net dile getirdik. Ama birileri Afrin’i partisinin bir kararı gibi topluma sunuyor. Ordu Mustafa Kemal’in ordusudur. Mücadele Türkiye içindir. Türkiye’de, 2002’de rahmetli Ecevit döneminde terörün beli kırılırken 2018’de terör nasıl bu kadar geniş bir coğrafyaya kimlerin desteği ve yanlış politikalarla yayıldı bunu düşünmek zorundayız. Türkiye’yi bu noktaya kimler taşıdı hep beraber düşüneceğiz. Açık ve net bir çağırıyı yapmak istiyorum. Suriye hükümeti ile temasa geçiniz. Suriye’de toprak bütünlüğü sağlanacaksa, akan kan duracaksa Suriye devleti ile hükümeti ile derhal ilişki kurmak gerekiyor. Benzer ilişkiyi Irak merkez hükümeti ile kurmak gerekiyor.

‘KÜRT SORUNU’ KONUSUNDA
Sorunun çözüm adresi TBMM’dir. Sorun demokrasi ve özgürlük bağlamında çözülmek zorundadır. Kürt sorunu ile terör sorunu arasındaki hassas dengenin belirlenmesi gerekir. Terör örgütleri tarafından saldırıya uğrayan genel başkan olarak açık ve net söylüyorum; adına ne derseniz deyin bu sorunu çözecek olan parti sadece ve sadece CHP’dir. ‘İlk dört yıl içinde bu sorunu çözmezsem siyaseti bırakacağım’ diye sözüm var.

İkinci sorun dış politika. Yalnızlaşan bir Türkiye tablosu ile karşı karşıyayız. Egemen güçler tarafından savrulan ve savrulduğunu da ‘aldatıldık’ diye itiraf eden Türkiye tablosu ile karşı karşıyazı. Durup dururken neden Suriyen’in iç işlerine karışırız. Bugün hemen hemen her çevrede siyasi görüşten vatandaşımız diyor ki; ‘Türkiye’nin beka sorunu var’. 2002’de, 2003’te ‘Türkiye’nin beka sorunu var’ deniyor muydu? Bugün iktidarın getirdiği nokta bu sorunun tartışılmış olması. Bu ayıp bile ne kadar kötü yönetildiğini ortaya koymaktadır. Hem terör örgütü hem egemen güçler tarafında verilen talimatı yerine getiren ve yalnız kalan ve millete ‘Bizi kandırdılar’ diyenlerin Türkyie’nin yakasından düşmesi gerekiyor.
ERDOĞAN’A LOZAN TEPKİSİ
Dış politika milli olmak zorundadır. Türkiye bugün bir beka sorunu ile karşı karşıya. Türkiye’yi bu noktaya taşıyanlar utanmadan Lozan’ı tartışmaya açıyorlar. Lozan bu ülkenin tapu senedir. Sen Sevr’i mi özledin? Lozan’ı kanla gözyaşı ile acı ile aldık. Türkiye’nin sınırları cetvelle çizilmedi. Lozan verdiğimiz milli kurtuluş savaşının onur belgesidir. O onur belgesini kimseye tartıştırmayız.

Dış politikayı kesinlikle milli yapacağız. Egemen güçlerin talimatını kabul etmeyeceğiz. Bütün komşularımızla barış içinde yaşayacağız. Türkiye’nin Mısır ile Suriye, Irak ile, Libya ile, AB ile, Rusya ile, ABD ile ilişkilerini hangi parti inşa eder. Açık ve net düşünün göreceksiniz ki ilk akla gelecek parti CHP’dir. Çünkü CHP ‘Yurtta barış dünyada barış’ isteyen bir partidir. Yüzümüzü insan haklarının, evrensel değerlerin ve adalete önem veren milletler hanesine çevireceğiz.
EĞİTİM VAADİ
Üçüncü temel sorun eğitim. Bir ülkenin geleceği eğitime bağlı. Bir ülkenin eğitimini bozarsanız o ülke, geleceğini inşa edemez. Eğitim de milli olmak zorundadır. Bir partiye militan yetiştirmek amacıyla yapılmaz. Çocuklarımızın çağdaş uygarlığı yakalaması ve onu aşması için verilir. Bırakın eğitimde bir stratejiyi, her bakana göre değişen bir politika karşımıza çıktı. Bu hükümetin eğitim politikası yok. Bunu herkes biliyor. Kendi çocuklarını denek olarak kullanan tek ülke Türkiye’dir. Bugün her 100 aileden 80’i çocuğunun yurtdışında eğitim almasını istiyor. Bu da Türkiye’nin eğitimde iflas noktasına taşındığını gösteren en önemli verilerden biridir.

ÖĞRETMENLERE İKRAMİYE SÖZÜ

Bugün eğitim sisteminden ne aileler ne de öğrenciler memnun değil. Biz ne yapacağız? Bütün öğretmenleri toplumun en saygın kişileri haline getireceğiz. Bunun için ‘öğretmenler meslek kanunu’ çıkaracağız. Devlet memurları kanunundan ayrı tutacağız. Onlar aynı zamanda gelecek kaygısı taşımayacak. En düşük öğretmen aylığı açlık sınırının üstünde olacak. Şu anda Türk-İş’in belirlemesine göre açlık sınırı 5 bin 238 TL. Dolayısıyla en düşük öğretmen aylığı bunun üzerinde olacak. Her öğretmene 24 Kasım’da birer maaş ikramiye vereceğiz.

Taşımalı eğitime kesinlikle son vereceğiz. Nerede bir öğretmen öğrenci varsa orada onları yan yana getireceğiz. İş garantili eğitime önem vereceğiz. Okulundan mezun olduğu gün işi hazır olacak. İşsizler ordusu değil çalışanlar ordusu yaratacağız. Bizim kuşağımızda ailesinin görüşü ne olursa olsun geleceği olacaktır. Onlar güzel Türkiye’nin, onurlu Türkiye’nin askerleri olacaktır. Temel sorunlarımızdan biri de ekonomi. 2002’de temel bir sorun değildi. Bugün geldiğimiz nota son derece vahim bir nokta. Çiftçi traktörü için, kamyon şoförü kamyonu için dünyanın en pahalı mazotunu kullanmaktadır.

‘ŞOFÖRLERİ UNUTTULAR’
Şoför kardeşlerime sesleniyorum. Bunlar seni unuttu. Senin sorunlarını bütçe görüşmelerinde dile getiren parti CHP’dir. 15 yıldır Türkiye’yi üretimden kopardılar. 15 yıldır rant ekonomisi uygulanıyor. Çalışanlar vergi verirken rantiye sınıfına vergi ayrıcalığı getirildi. Bir masa, bir sandalye, elinde viski milyarları kazanıyorlar. Seni bu zilletten kurtaracak olan biziz kardeşim. Bugünkü iktidar, açık ve net söylüyorum, fazi lobisine hizmet eden iktidardır.

Yurtdışında bir grup tefeciye ödenen faizin miktarı 148 milyar dolardır. Peki içerde?.. İçerde de bir grup sermaye sahibine faizler ödediler: 689 milyar lira. ‘Faiz yüksek, faiz yüksek…’ İktidar değil misin? ‘Faizi düşürelim’ demekle faizler düşmez. Sen yakanı tefecilere kaptırmışsın. Sen tefecilere ve faiz lobisine hizmet eden bir anlayıştan geliyorsun. Biz ülkeyi üretim bandına alacağız. Herkesin işi herkesin aşı olacak. Herkes bunu çok iyi bilmeli. Faiz lobisine hizmet edersen ne olur? İşsizlik olur. Türkiye bugün ciddi bir işsizlik sorunu ile karşı karşıya. İşsizler kendi dertlerini anlatmak için kendilerini yakmak zorunda kalıyorlar.
TAŞERON SORUNU VURGUSU

Vicdan sahibi olan herkese sesleniyorum. Ankara’yı yönetenlerin vicdanı var mı? Bu açlık ve yoksulluk nedir diye biliyorlar mı? Kendi gelirlerini artırdılar, vatandaşı borç batağına soktular. CHP’ye zaman zaman haksız eleştiriler gelir. ‘CHP vatandaşın sorunu ile ilgilenmiyor, CHP entellerin partisi’ diyorlar. Onların yüzüne gözüne dursun. Senin haberin yokken taşeron sorununu kim gündeme getirdi? Onlarla 2013’ten itibaren bir olup onların derdini hangi parti dile getirdi. Asgari ücret kölelik düzeni idi. ‘Asgari ücret 1500 TL olacak’ dedik. Bizim bütün belediyeler bunu uyguladı. Türkiye Cumhuriyet Devleti para mı bulamayacak? Bu çarkı değiştireceğiz. Bu çarkı kıracağız, yeniden Türkiye’yi üretim bandına alacağız. ‘Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen’ diyeceğiz.”

ORMAN KÖYLÜLERİNE SESLENDİ
Orman köylüsü… Bu Ankara’daki beyler hangi sorunları yaşadıklarını biliyor mu? Orman köylüsü en yoksul kesimdir. Bunların her birisini hükümet işveren olarak kabul ediyor. Orman köylüsünün sorununa sahip çıkan yine biziz. İnfaz koruma memurlarının derdini de dile getiren biziz. Kimin derdi varsa dergah buradadır. Kimin derdi varsa yanında duracağız. Derdi ile dertleşeceğiz ve sorununu çözeceğiz. Bizim belediyelerin verdiği hizmet bütün Türkiye’ye örnektir. Aydın’da iseniz eti daha ucuza alıyorsunuz. İzmir’de iseniz çocuğunuza her sabah süt veriliyor. Biz yerelde bütün halkımıza dostça hizmet ediyoruz. Eskişehir yeşil şehir, Bursa beton şehir oldu. Yerelden başlayarak gücümüzü iktidara taşıyacağız. Önümüzdeki seçimlerde, Balıkesir’i, Adana’yı, Mersin’i, Bursa’yı, Ankara’yı ve İstanbul’u alacağız. Bir tarih yazacağız. Bugün kimse kaygılanmasın. Adaleti ve cesareti savunacağız. İnsan biraz utanır. 15 yıldır yoksulluğu bitiremediler. Size sözüm söz, ilk bir yıl içinde yoksulluğu bu topraklarda tarihe gömeceğiz. Kimse ‘Benim gelirim yok’ demeyecek.

OHAL’İ KALDIRMA VAADİ…

OHAL’i kaldıracağız. Vatandaş yatırım yapacak. Rant ekonomisinden vazgeçip üretim ekonomisine döneceğiz. Dolayısıyla ekonomi poltiiaklarını tepeden tırnağa yeniden düzenleyeceğiz.

Üreten Türkyie anlayışı ile hareket edeceğiz. Ürtetim ekonomisinin gereği olarak asgari ücreti tamamen vergi dışına çıkaracağız. Sadece sanayide üretim değil tarımda üreteceğiz. Türkiye’yi saman ithal eden ülke ayıbından kurtacağız. Kültürde, sanatta üreteceğiz. Çiftçinin yüzde 1 olan kanuni hakkını vereceğiz.

5. temel sorunumuz demokrasi. 29 Ekim 1923’te kurduğumuz Cumhuriyeti tam demokrasi ile taçlandırmak kararındayız. Demokrasiyi kolay inşa etmedik. Gencecik fidan gibi çocuklarımızı darağacına gönderdik, başbakanları, bakanları darağacına gönderdik. Demokrasi için bedel ödenmemesi için, herkes düşüncesini özgürce ifade edebilsin diye, bu ülkede medya özgürlüğü sağlansın diye, yargı bağımsız olsun diye, hiçbir aileye zümreye ayrıcalık tanınmasın diye, kadın ikinci sınıf vatandaş kabul edilmesin diye, demokrasiyi savunuyoruz. Demokrasi milli iradeye yansısın diye çalışıyoruz. ‘Yüzde 10 seçim barajı kalksın’ diyoruz. Darbe hukukundan arınalım istiyoruz. Devlet içinde hiçbir kurum denetimsiz olmasın diye demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü savunuyoruz. Hesap soran değil, vatandaşına hizmet soran ve hesabını veren bir devlet olsun diye demokrasiyi savunuyoruz…”

AÇIŞ KONUŞMASINDA BOL MESAJLAR…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin 36. kurultayını açılış konuşmasında, Kurultay’a katılanları  “sevgili yoldaşlarım” diye selamladı ve “hoşgeldiniz” konuşması yaptı. Kılıçdaroğlu, kurultayda yer almayan iki ismi, yurtdışında tedavi gören önceki Genel Başkanı Deniz Baykal’ı ve hapisteki CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nu andı.

Kılıçdaroğlu, “İki değerli yoldaşımız aramızda yok. Bunlardan birincisi Deniz Baykal. Tedavi görüyor, şifalar diliyoruz. Bütün dualarımız Deniz Baykal’ın yanında. Aramızda olmayan milletvekilimiz Enis Berberoğlu, hiçbir somut gerekçe gösterilmeden, talimat üzerine, hapishanede siyasi tutuklu olarak tutulmaktadır. Berberoğlu’na tüm yol arkadaşlarının selamını, sevgisini ve dostluğunu gönderiyorum.” dedi.

“İSTEDİĞİNİZ KADAR BASKI YAPIN..”
Kılıçdaroğlu, Berberoğlu’nun “talimat üzerine tutsak tutulduğunu”, Berberoğlu’nun verdiği iddia edilen MİT kamyonları tutanak ve belgelerini hazırlayan asker, yargı mensuplarının şu anda “terör üyesi olmaktan” hapiste olduğunu söyleyerek,  “80 milyonun önünde yargı camiasına sormak istiyorum. Terör örgütlerinin tuttuğu tutanaklar, terör örgütlerinin bildiği bir sır nasıl olur da devlet sırrı olur. Terör örgütlerine devleti teslim edeceksiniz, sonra da kalkıp bunun intikamını CHP)den alacaksınız Enis Berberoğlu’nu talimatla tutsak tutacaksınız” dedi. Kılıçdaroğlu, baskıya rağmen direnmenin devam edeceğini de vurgulayarak, “boyun eğmeyeceğiz. Çünkü biz Kuvayı Milliyeciyiz” diye konuştu.

“MUSTAFA KEMAL İÇİN, MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİ İÇİN SAYGI DURUŞU”

CHP kurultayındaki saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından ise Kılıçdaroğlu, saygı duruşunun Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit ile, Türkiye için şehit düşenler için yapıldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Saygı duruşunu, Başta Afrin olmak üzere, bu aziz topraklar için şehit düşen, Mustafa Kemal’in Mehmetçikleri için yaptık” dedi.

Görüntünün olası içeriği: iç mekan

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve kalabalık

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, ayakta duran insanlar ve takım elbise

 

Kaynak: Sözcü

Kaynak: CHP’de genel başkan adayları netleşti….

Bir yanıt yazın

Top