Sezaryen doğum oranının Türkiye’de yüzde 53, İzmir’de ise yüzde 46 olduğunu belirten ve bu oranın düşmesi için çalışmalar yaptıklarını söyleyen İzmir İl Sağlık Müdürü Bediha Salnur, “İzmir’de özel hastanelerde sezaryen oranı ise yüzde 80 civarında. Burçlara göre hesap yapan annelerimiz de var. Hasta eline bavulu alıp ‘Ben pazar günü doğum yapmak istiyorum’ diyor” dedi.
Sezaryen doğum oranlarının artması, İzmir İl Sağlık Müdürlüğünü de harekete geçirdi. Kamu hastaneleri ve özel hastanelerde bu oranın düşmesi için çeşitli çalışmalar yaptıklarını dile getiren İzmir İl Sağlık Müdürü Bediha Salnur, kamu hastanelerinde sezaryen doğum oranının hızla düşmeye başladığını ancak özel hastanelerde sezaryen doğum oranının hala yüksek olduğunu vurguladı. Bazı annelerin bebeğinin sahip olmasını istediği burca göre doğum tarihi verilmesini istediğini kaydeden Salnur, “Türkiye genelinde sezaryen doğum oranı yüzde 53’lerde. İzmir’de Sağlık Bakanlığı hastaneleri ve özel hastaneleri birlikte değerlendirdiğimizde ilk doğumda sezaryen oranı yüzde 46’larda. Özel hastanelerde sezaryen oranı yüzde ise 80 civarında. Burçlara göre hesap yapan annelerimiz de var. Hasta eline bavulu alıp ‘Ben pazar günü doğum yapmak istiyorum’ diyor. Daha doğum sancıları başlamamış. Halbuki doğum sancısıyla birlikte bebeğin akciğerlerinde biriken sulan çıkıyor, gözü ve burnu temizleniyor. Doğduğunda daha rahat nefes alıyor” diye konuştu.

Eğitimler veriliyor
Hastanelerde sezaryen oranlarını düşürmeye yönelik çalışmaları yoğun bir şekilde sürdürdüklerini ifade eden Salnur, şu bilgileri verdi:
“Hedefimiz daha sağlıklı bir anne ve daha sağlıklı bir bebek. Sağlık Bakanlığı sezaryen oranlarını düşürme noktasında eğitim çalışmalarını uzun zamandır yapıyor. Sağlık Bakanlığı hastanelerimizde sezaryen oranları düştü. Özel hastanelerde de bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyoruz. Doğum kliniklerinde çalışan ebe ve hemşirelere, annelerimize normal ve sezaryen doğumu anlatıyoruz. Aile hekimleri de yakın bilgilendirmelerde bulunuyor.”

“Ismarlama doğum yapmayalım”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın da sezaryen doğum konusunda anne adaylarına çağrıda bulunduğunu hatırlatan Salnur, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz de hekimler olarak diyoruz ki; gerekli olmadıkça sezaryen yaptırmayalım. Eğer hekim sezaryen yapılması gerektiğini söylüyorsa tabii ki mecburen sezaryen yapılabilir. Bebeğin anneyi emme oranı, sezaryen doğumlarda daha düşük. Normal doğan bebekler daha çabuk adapte oluyor. Anne adaylarına çağrımdır; ısmarlama doğum yapmayalım.”

“Normal doğum filmlerdeki gibi değil”
Bazı anne adaylarının sezaryen doğumda daha az sancı çekeceklerini zannettiklerini belirten Salnur, doğum sancısını çekmeseler bile doğumdan sonra uzun süre ağrı yaşayabileceklerini söyledi. Salnur, “Filmlerdeki normal doğum sahnelerinde sancılı, kanamalı, dehşet verici şartlar önümüze seriliyor ama artık teknoloji de tıp da gelişti. Artık ağrısız doğum da var. Doğum sonrası sıkıntılar sezaryen doğumda daha fazla oluyor” ifadelerini kullandı.

“Normal doğum yapmayı tercih ederdim”
Bebeğini 20 gün önce sezaryenle dünyaya getiren Ezgi Diril isimli vatandaş, “Sezaryen doğuma doktorum karar verdi. Bebeğin kalp atışları zayıf olduğu için sezaryen oldum ancak bu sorun olmasaydı ben normal doğum yapmayı tercih ederdim” derken, Türkan Uzak isimli vatandaş da şöyle konuştu:
“Dört çocuğum var, dördünü de normal doğumla dünyaya getirdim. Doktorlar dördüncü çocuğumda sezaryen doğum yapmam gerektiğini söylediler ama ben kabul etmedim. Vücudumda herhangi bir bıçak izi olmasını istemedim. Sezaryeni hiç düşünmedim. İyi ki normal doğum yapmışım. Dört torunum var, kızım da normal doğum yaptı.”