İzmir’in duayen gazeteci büyüklerinden “Şeyh-ül muhabir” ünvanlı Rauf Lütfü Aksungur (1913,İstanbul Beyoğlu-2007,İzmir) ustam 1930 yılında İzmir’de gazeteciliğe işe başlamış…1961 yılında emekli olmuş…

Uzun yıllar İzmir Gazeteciler cemiyetinde yöneticilik yaptı….bir tarihte bana gelmiş geçmiş İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanlarının eski fotoğraflarını toplattı… karta çerçeveli baskılarını yaptırttı.. ,

Ne zaman 1993 yılında….31 yıl geçmiş…

Son yıllarda sık uğrayamadığım şeref divanı üyesi olduğum Cemiyetimiz duvarında göz nuru döktüğüm eski başkanlarımızın fotoğraflarını hala asılı görüyorum, tabi yenilenmiş olarak….

TABİ BU Cemiyet muhabbetim daha da uzundur…ama birilerinin ayağına basmayayım diye kısa kesiyorum..

İŞTE O yıllar yani 30 küsur sene önce duayen gazeteci ustam “Şeyh-ül Muhabir” ünvanĺı merhum Rauf Lütfü Aksungur’un yanına sık sık Gazetecilik Fakültesi öğrencileri röportaj yapmaya gelirler, o da “BU GÖZLER NELER GÖRDÜ” başlığı atılan hatıralarını anlatır dururdu.

Şimdilerde öyle mi ….stajyer gazeteciler biz emekli gazetecileri görünce küçümseyerek yollarını değiştiriyorlar…Sanki bu “kopyala yapıştır” haber yazanlardan su isteyeceğiz…Benim zamanımda bu arkadaşları gazete binasının kapısından içeri almazlardı….

Evet gelelim şimdi Simav fasulyesinin piyazına….

İZMİR Konak’ta 1977 yılında yaya üst geçidi ilk görülen fotoğrafında inşa edilirken görülüyor….

Ben o yıl İzmir’in simgesi tarihi Saat kulesinin çevresinde seyyar fotoğrafçılık yapıyordum…

Tam 47 yıl öncesi bu görünümü Alsancak Sevgi Yolu çizgi-Roman kitapları satan Pınar kitabevi sahibi baba dostu olduğum arkadaşım Muzaffer Ceyhan Yerlikaya arşivinden aldım..

Yine fotoğrafın sol tarafında yayaların karşıya geçişini görüyorsunuz ya işte tam bu görünümde bir hatıram aklıma geldi…

Efendim o yıllar Saat Kulesinin altında seyyar fotoğrafçıyım…

Yine üstgeçit filan daha yok.. yaya çizgileri olan asfalttan Kemeraltı Çarşısı girişine gidip geliyorum…

Bir gün yine yaya çizgilerinin olduğu bölümden karşıya kalabalık bir grup geçiyoruz tabi trafik lambaları YEŞİL yanıyor bize…

Tam o sırada altında spor bir araba olan bir genç kendisine kırmızı yanmasına rağmen yayaların üstüne doğru arabasını gazlayıp geçmek isterken bir yabancı TURİST karı-kocaya çarpıp turist bayanı kocasının kolundan ayırıp altı- yedi metre sürüklemesin mi…

O an yaya geçidinde karşıya geçmekte olan İzmirliler hemen koşturup turist bayanı yerden kaldırıp bir taksi çağırarak doğruca o yıllar Varyant başındaki İzmir Devlet Hastanesi Aciline yetiştirdiler….

Yaya İzmirlilerde bu duruma sebep olan zengin ve altında model arabayla sükse yapan genci tuttukları gibi bir araba dayak attılar…

dayak yiyen genci meydanda görevli trafik polisi halkın elinden adeta linç edilmekten son anda kurtardığını gözlerimle görmüştüm….

SAHİ ŞİMDİ aynı durum olsa yine trafik kurallarını çiğneyenlere bir araba dayak atanlar çıkar mı…

Trafikte çarpılan ya da hayatını kaybeden öldüğü ile kalmıyor mu!..

İZMİR İl merkezi Konak’taki yaya üst geçidi 1977 yılında açıldı …..

14 yıl yayalara hizmet etti…

1991 yılında sökülüp Menemen ilçesi Çanakkale yolu üzerine kuruldu..

5-6 sene önce oradan da sökülüp hurdaya ayrıldı…sayfadaki son fotoğrafta Menemen Çanakkale yolu üzerinde görüyorsunuz…

*Anı Yazı: Alaattin Gürırmak-15-Nisan-2024,İZMİR