Uşak’ta bir ilk… Gençlerimiz umut veriyor

*- ‘Bitmeyen kaynak!’ kimler için?

*- Gerçekleri nedense hepimiz göremiyoruz

*- Mecbur kalınca açıklama yapıyorlar, kendilerini kurtarmak için…

*-

Son zamanlarda Basmane ile ilgili çok İzmirli görüşlerini yazdı.

Çoğunluk tepki veren, şaşkınlık içeren yazılardı.

Ancak ‘acıma’ duygusu, geleneksel Türk misafirperverliği ile ‘insancıl’ duyguların öne çıktığı da görülüyor.

İnsan olarak, vicdan sahibi olarak, hatta inanmış kişiler olarak çoğu zaman hislerimizle mantığımızın ya da gerçeklerle yüz yüze kaldığımızda ikilem içinde kalıyoruz.

Üst makamlara ya da yöneticilere bakarsak, onlar da daha üstü düşünüyor.

Türk Kızılay’ı da geçenlerde bir açıklama yaptı, ama neden sonra…

Çünkü bazı İzmirliler, ‘Muhtarlara gelen paketleri neden AKP üyeleri dağıtıyor ve mesai saatlerinde? İşleri başında olmaları gerekmiyor muydu?’ diye sorduktan sonra…

Yine de kutlamak gerek, vatandaşın sosyal medyadaki sorularına bile yanıt verdikleri için…

Anımsadığım kadarıyla, ‘kamuoyuna önemli duyuru!’ da şöyle deniliyordu:

*-

‘Avrupa Birliği Türkiye ile mülteciler anlaşması çerçevesinde Uluslararası Kızılay Kızılhaç Federasyonu tarafından gönderilen yardımları Kızılay İzmir Şubesi tarafından kentte yaşayan Suriyeli mültecilere dağıtılıyor.

Kentli Mültecilerin desteklenmesi projesi kapsamında dağıtılan yardımların ana amacı Türkiye’de yaşayan mültecilerin insani ihtiyaçlarını belirli ölçülerde karşılanması amaçlanmaktadır.

Bu kapsamda Kızılay İzmir Şubesine gönderilen yardımlar pilot bölgeler Basmane, Altıntaş, Torbalı gibi mültecilerim yoğun olduğu bölgelerde dağıtımı yapılıyor.’

Avrupa Birliği ve Uluslararası Kızılay Kızılhaç Federasyonu tarafından şartlı bağış olarak sadece mültecileri destek amacı taşıyan yardımlar bu kapsam dışında kişilere verilemiyor.

Belirttiklerine göre; Türk Kızılay İzmir Şubesi gerekli şartları taşıyan ihtiyaç sahibi Türk vatandaşlarına her türlü yardım imkanları sağlıyor.

Gerekli şartlar neler?

Bunu incelemediğim için bilmiyorum…

Bir partiye üye olmaları mı gerekiyor, ya da İzmir’e göç edenler mi, ya da birilerinin ‘evet’ dediği kişiler mi?

Bir gün öğrenirsem paylaşırım!

*-

Araştırmacılardan Gürol Tulunay, ‘Eski Basmahane, daha çok basma dokuma atölyelerinin, fabrikalarının bulunduğu bir semt olduğu için bu isim verilmiş. Daha sonra semt ismi, Basmane haline gelmiş…’ diyor…

Bu arada ben anımsatayım;

Sanıyorum; 1970’li yılların sonuna, ya da 80’lerin başında TDK bir karar aldı ve isimlerden ‘hane’leri kaldırdı.

Ve ‘Basmahane’ de ‘Basmane’ oluverdi.

Halk da alışıverdi, kısaltmaları sevdiği için..

Ama daha sonra, yakın zamanda, önce Türkçe yerini Arapçaya ve Kürtçeye bıraktı…

Sonra duvarlara direklere yapıştırılan el ilanları Arapça oldu.

Arkasından kıyafetler, Cübbe, Sarık ve Potur’a dönüştü…

Basmane esnafı durumdan memnun, Çankaya’da ayni şekilde. Kahvelerde, lokantalarda ve otellerde yer bulmak zor.

Her sokak ta karşınıza sarıklı erkekler, cübbeli gençler çıkıyor

Suriyeli kadınlarda erkekler kadar sıklıkta nargile içiyorlar.

Yoldan geçerken Arapça ve Kürtçeden başka lisan duymasınız. Esnaf zorunlu olarak lüzumlu kelimeleri öğrendi hatta içlerinde cümle kuran, sohbet edenler bile var.

Hala Basmane de can yeleği satan ve bunları satarken Arapça çığırtkanlık yapanlar var.

Bir de konuklarımız bize benzeyeceğine, biz onlara benzemeye başladık.

Sahi bu ülkede bir kıyafet kanunu yok muydu?

Bizdeki çember sakallıları poturlu v e sarıklı olanları ben görüyorum, sadece gözleri görünen kadınları da, ama bunun yanı sıra bu kadınların elinden nargilede düşmüyor o da ayrı konu…

Yazar şöyle devam ediyor:

‘Ben Basmane semtini kentin kalbi olarak kabul ediyorum.

Tarihi Gar binasına, çeşitli müzelere, çok ama çok eski kahvehanelere, Türbe ve yatırlara, eski hamamlara, bir asırlık karakol binasına, antik çukura ve tarih e tanıklık etmiş binlerce eski evlere sahip bir semt.

Eskiden Musevi fakir halkta Basmane’de yaşardı.

Genelde Kortejo denilen bir nevi aile evlerinde hayatlarını sürdüren bu fakir kesim, Basmane’nin süsüydü.

Hepsi çalışkan ve sanatkar olan topluluğun hanımlarının yaptığı kurabiye ve puaçalar haklı bir üne sahipti.

Kortejo avluya açılan evler anlamına gelir, mutfak banyo,tuvalet gibi alanlar ortak kullanıma açık olduğundan yaşam hiçte kolay değildi.

Zaten biz bu önemli semtimize yeteri kadar değer vermeyen bir kentin yöneticilerinin yönettiği bir şehirde yaşıyoruz.’

İşte bu noktada Gürol Bey’e yine hak verdim ve şöyle yanıt verdim:

‘İzmir Ticaret Odası şimdi yani geçenlerde Arap girişimcileri misafir etti. İzmir’de onları konuk etti, diğer odalar gibi… Herhalde, ‘Bakın size ne kadar yakınız, diye belki de Arapça tabela ve yazıları da göstermişlerdir.

İstanbul’da olduğu gibi…

***-

GÜNCEL

*- Uşak’ta ilk kez!

Uşaklı Gazeteci Yavuz Kuşdemir’den öğrendiğime göre; Uşak Bilim ve Sanat Merkezi öğrencisi Melih Kayra Kadıoğlu’nun genel koordinatörlüğünde UŞAK OPEN 2018/ WCA (World Cube Association ) Rubik Küp turnuvası gerçekleştirilecek.

WCA (World Cube Association), rubik küp alanında yarışma imkânı sunan, sonuçların resmi bir şekilde kaydedildiği ve sıralama yapıldığı uluslararası bir dernek.

Daha önce beş farklı ilde (İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa ve Kayseri) düzenlenen yarışma ilk defa Uşak’ta da düzenlenecek.

27-28 Ekim 2018 tarihlerinde Uşak İskender Pala İl Halk Kütüphanesinde yapılacak olan Uluslararası Rubik Küp Turnuvasına katılacak olan yarışmacılar internet ortamından https://www.worldcubeassociation.org/ adresinden müracaat edebilecek.

*-

—
Yaşar EYİCE
0532 781 95 18

E-Posta: yasar.eyice@gmail.com
ve yeyice@mynet.com
Twitter: @Yeyicee
Facebook: yasar.eyice.311