*- PARMAK İLE / YAŞAR EYİCE Genel by admin - 1 Ekim 20240 Sosyal Medyada PaylaşBelediyelerin ‘Ekim Ayı’ olağan meclis toplantıları başlıyor. Biliyorsunuz, TBMM’de göreve başladı. Açılış öncesinde ne yapıldı? Kavgalara karşı, merdivenlerin köşeleri düzeltildi. Yönetimin yanına da ‘İmdat doktor!’ butonu kondu. Aynen ‘Banka ya de işyeri soygunlarına’ karşı olduğu gibi. Bir zamanlar neredeyse her gün, özellikle ‘Taksicilere’ musallat olunmuştu. Çeşitli tedbirler düşünüldü ve ‘imdat butonu’na kurtarıcı gözüyle bakıldı. TBMM’yi biliyoruz. Peki bizi yakından ilgilendiren belediyelerin meclis toplantılarında ‘neler yaşanıyor, neler yapılıyor?’ bundan haberimiz var mı? Bir iki kez takip edin, meclis üyelerine yapılan güzel ikramlardan istifa edin ve ‘özel anlaşmalar!’ olup olmadığını, bazı ‘özel’ takipçilerin hallerini de takip ederek, ‘Tamam’ ya da ‘Bu kez yine olmadı!’ yani anlaşmalar tam sonuçlanmamış, sonucunu bile fark edeceğinizi sanıyorum. Bu arada bazı belediyeler, webtv yayını yapıyor. Kendilerine güveniyorlar, vatandaşlarına da böylece takip kolaylığı göstermek istiyorlar. Acaba bazıları neden bu hizmeti vermiyor? Meclis tutanaklarının okunup, onaylanmasından haberimiz olmaması için mi? Özellikle ‘Başkanlıktan gelen önergelerin’, ‘Komisyonlardan gelen raporların onaylanmasını’ ve böylece ‘önemli’ konular ve gelişmelerden haberimiz olmaması için mi? Takdiri sizlere ait. ‘Böyle saça, böyle traş’ diyorsanız mesele yok! *- YILLARDIR SÜRDÜRÜLÜYOR Toplumda fark yaratan projeleri onurlandırmak ve gönüllülük ruhunu yüceltmek amacıyla her yıl düzenlenen ve bu yıl ilk defa Ege Bölgesi’ne açılan Tülay Aktaş Gönüllü Kuruluşlar Güçbirliği Karşılıksız Hizmet Ödülleri için başvurular başladı. 1997 yılından bu yana düzenlenen ödüller, bu yıl Ege Bölgesi çapında genişletilerek, sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra kamu kurumları, yerel yönetimler ve özel sektör temsilcilerinin de katılımına açık hale geldi. Oya Demir bu haberi verdi. Destek istiyor! Böyle sözde projelerden nefret ediyorum. Çünkü hepsi ‘hesap içinde hesabı’ içeriyor. Bir gösterip, beş vururlar… Yani başvuru sahiplerini çarparlar.. Modern çağdaş dolandırıcılardır. Ama bu farklı, çünkü işin içinde, tüm sıkıntılarına rağmen hep gülen, koşuşturan Oya Demir var. Bir bakıyorum, İzmir ya da İstanbul’da, öğreniyorum ki, Denizli’de… Tülay Aktaş Gönüllü kuruluşlarının içinde. Zaten İçişleri Bakanlığının önce İzmir, İstanbul valiliklerini de ‘adalet ve eşitlik’ içerisinde yapan, önemli isimlerden Kutlu Aktaş buna izin vermez. Karşılıksız, hizmet veren gönüllü kuruluşları selam olsun. *- ÜCRETSİZ HPV AŞISI Demek ki istenirse oluyormuş! İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı Dr. Cemil Tugay, aralık ayı itibariyle sosyal destek sistemindeki 18-26 yaş grubundaki kadınlara 3 doz HPV aşısı uygulamasına başlayacaklarını duyurdu. Yerel yönetimlerin sağlık politikaları belirlenirken aktif rol alması gerektiğini zaten söyleyenlerdeniz. Belediyeler kesinlikle, sağlık alanında pasifleştirilmemelidir. Bu bir gerekliliktir. Tüm belediyeler, sağlık hizmetleri konusunda, neleri kapsadığını bilip, fırsatları değerlendirip, yani bu konudaki hizmeti en iyi şekilde yaparak güçlerini de ortaya koymalıdır. Böylece birilerinin toplum sağlığını sağlamaktan çok, tüketim alanı olarak, ticarileşmiş bir alan olarak insanların hasta olmasına izin verip, daha sonra sözde tedavi ederek, bazı kişi ve kurumların kazanç sağlamaları da bir noktada taş konmuş olacaktır. Konumuza gelirsek; İhmal edilen en önemli konulardan biri aşılamadır. Bugün aşılamaların çok daha düşük oranda olduğunu, aşı ile önlenmiş bazı hastalıkların yeniden görülmeye başlandığını hepimiz biliyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’ne üye ülkelerin yüzde 60’ında HPV aşısının sağlık sigortaları ile ücretsiz olarak yapıldığını da biliyoruz. Türkiye’de HPV aşısının henüz SGK tarafından karşılanmadığını ve aşılanma oranının binde 9 ila yüzde 3.9 arasında olduğunu da biliyoruz. Bu çok yetersiz ve çok üzücü bir orandır. HPV enfeksiyonunun bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve bu aşı ile serviks kanseri oranının düşürüleceğini hepimiz biliyoruz. Başkanın açıkladığına göre: İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak aralık ayı itibariyle 18-26 yaş grubundaki ve sosyal destek sistemindeki kadınlara 3 doz HPV aşısı uygulamasına başlanıyor. Tabii ki savunduğumuz ve olmasını istediğimiz şey, sağlık sigortası sisteminin tüm kızlarımıza aşıyı yapmasıdır. Umarım bu önemli konu, karar vericiler tarafından da ele alınır ve Türk kadını, olası hastalıklardan yani ‘kanser’ illetinden korunur. *- NASIL KORUYACAĞIZ Bırakın orayı burayı, mahallemizde bile ‘çocuklarımız ve kadınlarımızı, kızlarımızı, ‘nasıl koruyacağız! Eve gelinceye kadar, aklımız onlarda! Acaba başlarına bir şey mi geldi? Önceki yıllarda bu görev genelde, mahallenin yaşlıları ile delikanlılarına aitti. Öyle ki, sokakta oynayan çocukları ‘Haydi annen seni bekliyor!’ denilirdi, Kapı önlerinde oturan esnaf gelip geçeni kontrol ederdi. Bir ara büyük ve kalabalık caddelerde ise vilayetin kararıyla, esnafa görevli polisin telefonu verilir, ‘şüphe’ ettikleri durumda bildirmeleri istenirdi. ‘Yıldırım servis’ orada. Moskova’da rastlamıştım. Bir bakıyorsunuz, metronun çıkışında, ya da köşeyi döndüğünüzde, güvenlik önlemleri alınmış bir şekilde polis kontraları yapılıyor. *- ŞİDDETE Karşı Peki bazı mahallelerde özelikle dükkanlara da şiddet giriyor. Bunlar için neler yapmalı. Bazı şehirlerimizde şu uygulama başlamış durumda. Şiddete ve çocuk istismarına karşı toplumsal farkındalığı yaygınlaştırmak amacıyla, riskli mahallelerde muhtarlar ve esnafla bir araya geliniyor. Proje ekibi esnafları ziyaret ederek şiddete karşı bilgilendirme çalışmaları yapıyor. İstenen şu; Esnafın şiddet ve çocuk istismarının önlenmesinde öncü rol oynaması gerektiği belirtiliyor. Şiddet uygulayan hiç kimsenin mahalledeki herhangi bir dükkânda çalışmaması gerektiği vurgulanıyor. Esnafın mahalledeki alışveriş eden kadınları ve çocukları tanıdığını düşünürsek, herhangi bir sorun olduğunu hissettiklerinde bu durumu muhtara ve belediye yetkililerine iletmesi çok önemli. *- ŞÜPHE DOĞRUYA GÖTÜRÜR Şiddet sadece tek bir kurumun ya da kişinin çözebileceği bir durum değil. Bu nedenle mahallelerden başlayarak bir güç birliği yaratmalı. Mahallerde, semtlerde muhtar kadar esnafında sorumluluğunun olduğunu dile getirmeliyiz. Hiç kimse, boş gezenin boş kalfası olmamalıdır. Hepimiz büyük bir aile olmalıyız. Şiddet karşısında ses çıkarmanın çok önemli olduğunu vurgulayabiliriz. Şiddetin farkında olmayan, bu şiddeti hayatın normali olarak kabul eden kadınların, ya da sesini çıkaramayanların yaşam döngülerini kırmak için mücadele verdiklerini anımsatmak istiyorum. Bunun için bazı belediyelerimizin sokak şenlikleri düzenlemeleri de herhalde fayda sağlıyordur. Bizler nasıl sorunun parçasıysak, çözümün de bir parçası olmak zorundayız. Bazı kadınların, ‘Şiddet görüyorum, korkuyorum’ dediklerini, bazılarının ise ‘Koruma kararı aldırdım, ama çalışamıyorum!’ dediklerini de biliyoruz. Sorun büyük ama, mahalleli bir olursa, özellikle çocukların durumunu gözlerlerse herhalde sonuç da güzel olur. Benim ilk şartım hep ‘Şüphe’ dir. Şüphe insanı doğruya götürür… *- YENİ SIFAT BULACAĞIM Gül Tulunay’a birkaç kez ‘Çok okuyor, çok araştırıyor ve iyinin çok üstünde gözlem ve yazılarınız var, bunları kitap haline getirebilirsin’ önerisinde bulunmuştum. Herhalde bu görevi, iyi araştırmacı- yazar Gürol Tulunay’a bırakmış olmalı. Benim bu güne duymadığım, ya da farkına varmadığım bir ‘Sivrisinek’ araştırmasını da bu arada göndermiş. Hani ortalığı karıştıran, bilgi kirliliği yapan internet trolleri var ya, onlara Arapların söylediği gibi ‘Sivrisinekler’ diyorum… Ama bu yazıyı paylaştıktan sonra, yeni bir ‘isim’ veya ‘sıfat’ bulmam gerekecek. İşte karşınızda ‘Sivrisinek!’ *- SİVRİSİNEK ÖRNEĞİ Gül Tulunay paylaşımına şöyle başlıyor; ‘Fotoğrafını gördüğünüz hayvan bir sivrisinek. Belki çok ilgisini çeken varsa bilir. Öylesine üstün bir teknoloji ile donatılmış ki, sivrisineğin elektronik mikroskop ve diğer modern cihazlar altında incelenmesi sonucu keşfedilenler şunlar; O ufacık kafasında tam 100 adet göz var. Mikroskopla bile zor görülebilen ağzında 48 adet diş bulunuyor. Göğsünde biri merkezi, ikisi de kanatlar için olmak üzere 3 adet kalp mevcut ve her bir kalpte 2 adet kulakçık, 2 adet de karıncık yer alıyor. Bu ufacık sivrisinek, son teknoloji uçaklar olmak üzere en gelişmiş cihazlarda bile bulunmayan bir termal alıcıya, sensöre sahip. Ve canlıları ısı ile buluyor. Bu cihazın ısı hassasiyeti santigrat derecenin binde biri. Son derece gelişmiş bir kan tahlil cihazı, bir anestezi cihazı ve kanı kolayca emebilmek için bir kan sulandırıcı cihaza sahip. Hortumunda altı adet bıçak bulunuyor.Bunlardan dört tanesi ile kare biçimli bir kesi meydana getiriyor. Diğer ikisiyle de, kanı emmek için bir tüp şeklini oluşturuyor. Ayaklarında da pençeler ve kancalar mevcut. Tüm gözleri, kalpleri, bıçakları, kanatları, kan sıvılaştırıları, hortumları, bacakları, kancaları çalıştıran, koordine eden bir beyin, bir zeka var canlı zeka! Baştan aşağı tam bir biyonik teknoloji harikası. Herhalde, tüm Dünya profesörleri bir araya gelse bir sivrisinek yapamazlar!… Daha çok ekmek yemeleri gerekecek, galiba… *- PARMAK İLE / YAŞAR EYİCE *- PARMAK İLE / YAŞAR EYİCE — Yaşar EYİCE 0532 781 95 18 E-Posta: yasar.eyice@gmail.com Twitter: @Yeyicee Facebook: yasar.eyice.311 Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Share on LinkedIn Share Share on Digg Share