Buradasınız
Anasayfa > KÖŞE YAZARLARI > Parazitler de Oluyor YAŞAR EYİCE

Parazitler de Oluyor YAŞAR EYİCE

Sosyal Medyada Paylaş

 Umudumuz büyüdü ama ufak tefek taşlar da var

*- Bazıları halka hizmet için devletten maaş aldıklarını unutuyor

*- Bir gün sonraki önemli mektup!

*- Ben de yanıldım… Ama bilerek, isteyerek…

*-

Gazete patronu olan Muzaffer Tezel ile Ankara’dan bir telefon görüşmesi yaptım.

Muzaffer Tezel Anıtkabir’i anlattı ve ‘Umudum yeşerdi!’ dedi.

Beynindeki, yüreğindeki tüm kuşkular gitmiş, karanlık noktalar kalmamıştı.

Nedenini de anlattı:

‘Anıtkabir her türlü insanın sığındığı bir liman haline gelmiş. Çoluk çocuk tüm Türkiye burada. Başı örtülü olan da, öğrenci de, ileri yaştaki insanlar da…

Yataktan kalkması belki de doktorlar tarafından yasaklanmış, yürümekte zorlanan büyüklerimiz de Ata’larına koşuyor, dua ediyorlar.

Turistler de, burada…

Yıllar sonra, hiç görmedikleri bir insana aşık olan Türk halkının vefasına tanık oluyorlardı…’

Hani ‘zorla getirildim’ martavalı halkımız tarafından yalanlanmış oluyordu.

Ayakları bir türlü ileri değil geriye doğru gidenlere de herhalde bu milyonlarca insan örnek oluyorlardı.

İşte bu hiç bitmeyecek aşk ve sevgi birlikteliğimizi, gücümüzü de ortaya koyuyordu.

Gazeteci Muzaffer Tezel Ankara’dan umutlu dönüyor.

Bana moral aşıladı…

Ama 29 Ekim 2018 Pazartesi günü, yani Cumhuriyet Bayramı özellikle İzmir ve Ege’de ‘Cumhuriyet coşkusunda’ da yıllardır ilk kez tek yürek olduğumuza hepimiz tanık olduk.

Ve İzmir vurgusu, CHP’lisi, AKP’lisi, MHP’lisi, İYİ Partili velhasıl tüm partilerimizin tek yumruk olması ile yine ortaya çıktı.

Şunu yaşadık;

Cumhuriyetin kalesi İzmir’in dağlarında dün olduğu gibi bugün de çiçekler açmaya devam ediyor.

Ve devam edecek…

Hepimiz tek yürektik, belirttiğim gibi..

Bize Cumhuriyetimizi hediye eden büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün temel değerlerini, Cumhuriyetin 95.yıldönümünde ilk günkü istek, arzu ve ateşle taşımaya ve korumaya ant içerek bu ve inancı göğsümüzde taşımaya devam ederek Cumhuriyetin kalesi İzmir’in dağlarında dün olduğu gibi bugün de çiçekler açtıracağız.

 İzmir, Türkiye’nin yol göstericisi olmaya devam edecek.

Ulusumuzun bölünmez bütünlüğünün ve bağımsızlığımızın güvencesi, büyük fedakârlıklarla kurulmuş olan Cumhuriyetimizin 95’üncü yılına ulaşmanın heyecanını ve mutluluğunu hep birlikte yaşamaya devam edeceğiz.

Cumhuriyetimizin 95. yılında İstiklal Harbi’mizi zaferle taçlandıran, cumhuriyetimize hayat veren ruh bugün de dimdik ayakta durarak geleceğe emin adımlarla yürümektedir.

Cumhuriyet Bayramı milli ve manevi değerlerimizin artmasını ve bütünleşmesini sağlayan bir bayram olarak yıllarca anılacak.

Beynimizin bir köşesine, Cumhuriyet’in sadece bir yönetim şekli olmadığını, Cumhuriyet’i; kültür, özgürlük, bağımsızlık, adalet, bilimsel düşünce, çağdaşlaşmak, eşitlik ve birlikte yaşama inancı olarak nitelendirdiğimizi de yerleştirmeliyiz.

*-

Ancak; başka bir İzmirli Sidal Hanım’ın anlattıkları ise ‘Bazılarımıza ne oluyor?’ dedirtti.

Asker teslimi için Başkent’e gittiklerinde, ulu önder Atatürk’ün mozolesini de ziyaret etmek istemişler.

Ama Bayram olmasına rağmen, kilometrelerce öteden yolları kesmişler.

Görevlilere, ‘Nasıl gideceğiz?’ diye sorduklarında ise, şu yanıtı almışlar:

‘Nah işte orada? Yürüyerek gidin!’

Tarif işte böyle!

Bu kafa ne biçim kafa?

*-

Yine beynimizin bir köşesinde dursun:

Cumhuriyetin ilanından bir gün sonra, 30 Ekim 1923 günü Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün İsmet İnönü’ye yazdığı mektuptan birkaç cümleyi paylaşmak istiyorum:

‘Sevgili Paşam!

Cumhuriyet’in ilk Başbakanı olarak seni düşünüyorum.

Dur, hiç itiraz etme. Niye seni seçtiğimi şimdi anlayacaksın.

Bizi yine büyük bir savaş bekliyor. Durumumuzun bir bölümünü Cephe Komutanı ve Lozan Baş Delegesi olarak elbette biliyorsun.

Ben sana şimdi bildiğinden daha da acıklı olan genel durumu özetleyeceğim.

Bize geri, borçlu ve hastalıklı bir vatan miras kaldı.

Yoksul bir köylü devletiyiz.

Dört mevsim kullanılabilir karayollarımız yok denecek kadar az. 4.000 kilometre kadar demiryolu var. Bir metresi bile bizim değil. Üstelik yetersiz. Ülkenin Kuzeyini Güneyine, Batısını Doğusuna bağlamamız, vatanın bütünlüğünü sağlamamız şart.

Denizciliğimiz acınacak durumda.

Köylümüzü topraklandırmalı, ihtiyacı olana bir çift öküz ile bir saban vererek çiftçi yapmalıyız.

Bu durumu düzeltmeli, halkı kurtarmalıyız. Her yerde tefeciler halkı eziyor.

Güya tarım ülkesiyiz ama ekmeklik unumuzun çoğunu dışarıdan getirtiyoruz.

Sığır vebası hayvancılığımızı öldürüyor.

Doktor sayımız 337, sağlık memuru 434, ebe sayısı 136.

Pek az şehirde eczane var. Salgın hastalıklar insanlarımızı kırıyor.

Üç milyon insanımız trahomlu.

Sıtma, tifüs, verem, frengi, tifo salgın halinde.

Bit ciddi sorun.

Nüfusumuzun yarısı hasta… Bebek ölüm oranı % 60’ı geçiyor. Nüfusun %80’i kırsal bölgede yaşıyor.

Telefon, motor, makine yok.

Sanayi ürünlerini dışarıdan alıyoruz. Kiremiti bile ithal ediyoruz.

Elektrik yalnız İstanbul ve İzmir’in bazı semtlerinde var.

Düşmanın yaktığı köy sayısı 830. Yanan bina sayısı 114.408. Ülkeyi neredeyse yeniden kurmamız gerekiyor.

İktisadi hayatımız da, eğitim durumumuz da içler acısı. İktisatçımız çok az.

Zorunlu okuma yaşındaki çocukların ancak dörtte birini okutabiliyoruz. Halkın eğitim sorunu hiç çözülmemiş.

Oysa Cumhuriyet’in insan malzemesini hazırlamalı, namus cephesini güçlendirmeliyiz.

Hedefimiz milli iktisat. Bağımsızlığın sürekli olması için iktisadi bağımsızlık temel ilkemiz olmalı.

Osmanlı bu gerçeği geç fark etti. Fark ettiği zaman çok geç kalmıştı…’

Mektup böyle devam ediyor…

Arada söz edeceğim…

Sonuç olarak nereden nerelere geldik, hepsinden önemlisi Cumhuriyetin önemini kavrayarak, bir gün de olsa Türk Bayrağı altnda birleşebildik…

***-

GÜNCEL

*-

İzmir Ticaret Borsası Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı 30 Ekim 2018 Salı günü  saat 18.00’de Borsa,Yeni Meclis Salonu’nda gerçekleştirilecek.

Meclis toplantısına Yunanistan Başkonsolosu Ms. Argyro Papoulia konuk olarak katılacak.

Meclis Toplantısı öncesinde saat 17.00’de ise tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her yıl Ekim Ayının ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ kabul edilmesi dolayısıyla, etkinlikler kapsamında Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kanser Şubesi’nden uzmanların katılımıyla Borsa Meclis Üyeleri ve eşleriyle birlikte İTB’nin koordinatörlüğünü yürüttüğü TOBB İzmir Kadın Girişimciler Kurulu Üyeleri için meme kanserinin erken teşhisi, korunma ve tedavi yöntemleri gibi konularda bilgilendirme eğitimi yapılacak.

*-

Yaşar EYİCE
0532 781 95 18
Twitter: @Yeyicee
Facebook:  yasar.eyice.311
 

Bir yanıt yazın

Top