MERSİNLİ YAZARLAR /BAHA AKINER Genel by admin - 21 Kasım 20230 Sosyal Medyada PaylaşŞiir okuyana “Hayırdır kardişş, âşık mı oldun?”, yazana “Yazık! Neler çekti kim bilir? Ne derdi vardı da, şair neyin olmuş…” ***** Hikâye okuyana “Okumaya ne hacet. Hayatımız hikâye be koçiss…”, yazana “Bunun yanında konuşulmaz. Hikâyesini yazar. Allaaaan hikâyecisi. İşi gücü bıraktı, hikâye yazıyoo…” ***** Roman okuyana “Geç bunları. Boş işler…”, yazana “Hayâl dünyasında yaşıyoo. Aklı bi karış havada. Kafasından kim bilir neler yumurtluyoo?” ***** Felsefe okuyana “Filozof mu olcan başımıza?”, yazana “Uçtu bu! Eskiden de bir tuhaftı ama şimdi iyice kafayı yedi. Koptu, başka dünyada yaşıyoo…” denilen yerde, diyen kişilerle yaşanılan ülkedir Türkiye… Yaşanılan derken, nefes alıp vermek yani. Yok başka bir kastım… Edebiyat ve sanat normallik değil. Binyıllardır sürekli konuşulan evrende, farklı şeyler söyleyebilmek. Aynı kelimelere; farklı, apayrı anlamlar yükleyebilmek. O kulak memesi kıvamında oluşan anlamlara, bir tutam; alabildiğine, sihir üfeleyebilmek. Çene suyuna çorba, merhemli parmak uçları marifetiyle yazma… Bu kadar kötüyken her şey ve kötüler kötülüklerini yapma konusunda bu kadar mahirken, bu kadar tüketirken her şeyi çarçabuk, okuma; uzaklaşıp insanlardan, başka bir boyuta uzanma… Ama yılmadık, yıldıramaz hiçbir şey. Bu sefer Mersin Üniversitesi’ne bekleriz efenim. Kitap, şair, yazar, okuyucu buluşmalarına devam. Hep ve daima… Yok yağmur ama Mersin de artık serin. Ve ne diyorum size, hâlâ deniz kokuyor. Ve hâlâ, umutla karışık buram buram portakal çiçeği… İnanın dostlar: Tek ihtiyacımız, SEVGİ… Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Share on LinkedIn Share Share on Digg Share