Menfaat ve beklenti olmamalı YAŞAR EYİCE KÖŞE YAZARLARI by admin - 10 Haziran 201710 Haziran 20170 Sosyal Medyada PaylaşMenfaat ve beklenti olmamalı YAŞAR EYİCE Şu ‘iftar sofralarını’ uygun bulmuyorum… Özellikle belediye, resmi daireler ve şirketlerin yaptıklarını… Sadece reklam kokuyor.. Ama hali vakti yerinde birisi, ‘Allah rızası’ için cebinden ve gerçekten dini görevini yerine getirenler, yani bildikleri için yapıyorsa, diyecek bir lafım olmaz. Sadece ‘Allah kabul etsin!’ Diye dua ederim, İzmir sokaklarında hayır için lokma dağıtanlar için yürekten söylediğim gibi… Fakir fukarayı yediren, içiren, giydirenlere de selam ediyorum. Ama siyasi beklentisi ya da menfaati için olanlara, yani içten pazarlıklara, şahsi beklentisi olanlara, bu kutsal ayı kendi gelecekleri ve masaları için kullananlara ve bunun için de devletin, kurumların o kullananlara yazıklar olsun… Yıllarca birlikte çalıştığım, Köksal kardeşlerden Ünal Köksal’ın bir sözünü anımsadım: ‘Yıl sonunda işadamları ve şirketler arabalarını yeniler, neden? Vergiden kaçırmak için! Bazıları bazı Zaman’larda erzak dağıtır, neden?’ Sorunun yanıtını söylerdi… Siz tahmin edin? Eğer helal Kazancı’ndan yapıyorsa o kişiyi omuzlarda taşımalıyız, ama başka niyeti varsa onu da inançlı kişi olarak Allah’a havale etmeliyiz. Yine, eski müdürlerden, Hilalspor’un da yöneticilerinden, spor aşığı rahmetli Ünal Köksal, vergiden düşülmesini rağmen, spor tesisi ve okul yapanların, benim gibi ellerinin öpülmesin gerektiğini hep vurgulardı. *- Ekip çalışması olmazsa İki gün önce İstanbul’da idim… BP’nin satış müdürü ile yolculuk yaptım. ‘Bir zamanlar kartal idiniz yüksekten uçuyordunuz, şimdi serçe gibisiniz’ dedim. Alınmadı, hatta bana şunları söyleyerek hak verdi: ‘ Bizim beyaz yakalılar ile bayiler arasında bir hiç yüzünden rekabet yaşandı. Masalarında oturanlar, ‘Bizim sayemizde varisiniz!’ derken, bayiler ise, ‘Biz olmazsak siz bir hiçsiniz’ dediler, Şimdi o günler geride kaldı, yine güçlendik!’ BP şimdi eğitime önem veriyor. Yani kendini topluyor. *- Konu BP’den açılınca Çok eskiden, Pınarbaşı girişinde BP akaryakıt istasyonu olduğunu, yöneten iki kardeşten, eski Voleybol hakemlerinden Baydo Baykal ile Bornova metronun hemen karşısındaki BP İstasyonunu ise eski futbol ajanlarından, karayollcu, Karşıyakalı Avni Yelkenbiçer ağabeyimizin kurduğunu bir ik başka örnekle de genç BP yöneticisine anlattım. Mobil’in Türkiye’den çekiliş ve yerini yani tüm isyonlarını, zamanın en güçlü kuruluşu BP’ye hangi şartlarla, nasıl devrettiğini de anlatacaktım ama kafasını karıştırmamak için söylemedim. Bir ara hileli akaryakıt nedeniyle ülkemizin, milli ekonomimizin oğradığı zararları, solventin hikayesini de dillendirecektim caz geçtim. Anılarımın içinde benzer çok olay bulunuyor. Örneğin Ankara Polatlı’da sakallı bir satıcının, bu yüzden kaç kez ceza yediğini ama huylu huyundan vaz geçmediğini Foça’da bir bayinin, prim yüzünden şirket değiştirdiğinİ de… Ama yanlış anlaşılmasın örnekler, değişik isimli akaryakıt şirketlerinden… *- Yapılan harcama ile çok fakir sevindirilebilirdi Beton yığını haline getirilen Taksim’de hemen her gece büyük iftar yemekleri veriliyor. Cumartesi akşamı, Yunanlı konuklarla ben de davetli idim. Allah’ın bildiğini kuldan saklayamam, düşüncesiyle gitmedim. Perşembe günü ise çok büyük bir iletişim şirketinin daveti vardı Daha gündüzden o kadar büyük ve görkemli hazırlık yapılmıştı ki, anlatacak sözcükler bulamıyorum. Özellikle protokol denilen kişilere ayrılan yeri görmenizi isterdim. Tabii ki giriş kontrollü… Yani o sırada oradan geçen ve niyetli olanların da oruçlarını bozacak bir bardak su içmeleri ya da, bir lokma ekmek almaları imkansız… Ben yine de ‘Allah kabul etsin!’ Diyorum…. *- Lokantacı Hüseyin aç kaldı! Aynı saatlerde belediye Arnavutköy’de klisenin bulunduğu sokağı boydan boya kapatmıştı… Özel bir yemek fabrikasından getirtilen yemekler, tatlılar, birçok genç garson tarafından servis edilecekti! Kime? Tabii ki fakir fukaraya ya da yoldan geçenlere değil… İki temizlik işçisinin, belki de oruçlu, karşıdan, imrenerek bakmalarını herhalde kolay kolay unutamam… Yine seyircilerden biri lokantacıya bağırıyordu, ‘Bu akşam sen açsın Hüseyin Ağabey!’ Yani müşterilerin belediye sayesinde karınlarını doyuracak.. Bence ne yapmalı? Muhtar ve imamdan isim listeleri alınır ve sokakta herkesin gözü önünde değil, evlere gizlice servis gönderilir. *- Siz şahit olur musunuz? Lokman Ayva görme engelli bir yurttaşımız. ‘Şahidim olur musun?’ dedikten sonra, şöyle devam ediyor. ‘Değerli arkadaşlar; ben Kızılay’ın kan veren gönüllülerindenim. Yirmi beş kez kan verdiğim için,gümüş madalyam var. Geçen salı günü bir evrak işim için dışarı çıkmıştım, ‘Hadi bugün kan vereyim!’dedim. Kızılay Kan Merkezine geldim. Alsancak’taki personel zaten beni çok iyi tanıyor. Görevli arkadaşlar, ‘Görmeyenlerin, kan verirken şahit bulundurmaları gerekir. Size biri şahit olsun’dediler. Benhiç sesimi çıkarmadım kan verirken resmimi çektirdim. Arkadaşım şahit oldu. Arkadaşımın kimlik bilgilerine kadar aldılar. Ben daha sonra Kızılay’ın ilgili kurumlarına ‘Bu uygulamanın gerekçesi dayanağı nedir?’diye yazılı olarak cevap istedim. Yazılı olarak cevap vermediler. Bende, sizler, kamuoyuna şikâyet ediyorum. Bu uygulamanın sona ermesi uygulamayı getirenlerin ve uygulayanların cezalandırılmasını istiyorum.’ *- Hassas konu Salih Arıkan ise Lokman Ayva’nın dileğini, mektubunu şöyle değerlendiriyor: ‘Bu şekilde bir hassasiyeti son derece olumlu buluyorum. Görme engelli birisine ‘reşit değilsin mesajı verecek uygulamalar vs yanlıştır, hak değildir. Öte yandan bir uygulamayI esas alıp genel bir yaklaşım olarak genellemek de doğru değil. Kurumunun kurallarını bilmeyerek, anlayamayarak, idrak edemeyerek bozan çok çalışan var. Hatta bunu kasıtlı olarak yapanlar da olabiliyor. Bu gibi durumlarda kurumun imajını sarsmış olabiliriz. Kurumların imajları önemlidir. Beyazay’ın imajını sarsmalarına nasıl kızıyorsak diğer kurumlar da bizim kurumlarımızdır, onların imajlarına da sahip çıkmalıyız.’ Herhalde diğer okuyucularımızın da bu konuda düşünce ve yorumları vardır. Ama asıl önemli olan, karar vericilerin konuy sahip çıkmaları…. Nasıl zeytinlikler konusunda hepimi tepkimizi koyarak geri adım attırdıysak, bu konuda ise birlikte ileri adım attırmalıyız. *- Yerinde bir karar Kamuoyunda Üretim Reformu Paketi olarak bilinen Sanayinin Geliştirilmesi ve Üretimin Desteklenmesine İlişkin Kanun Tasarısı’nda, zeytinliklerle ilgili düzenlemenin komisyona geri çekilmesinin yerinde bir karar olduğunu söylemeye gerek yok. kanun tasarısında zeytinliklerle ilgili düzenleme konusunda ciddi endişelerimiz vardı. Uzmanların görüşleri de alınmamıştı. Üretim Reformu Paketi Kanun Tasarısı’nda yer alan zeytinliklerle ilgili düzenlemenin bu şekliyle geçmesi halinde, zeytinlikleri her türlü sanayi tesisine açık hale getireceğini, düzenlemenin Türkiye’nin zeytincilikte dünya ikinciliği hedefiyle örtüşmediğini belirtebiliriz. Yapılmak istenen değişikliklerle önemli bir tarım, sanayi, ticaret ve istihdam alanı olan zeytincilik sektörünün büyük ölçüde zarar göreceğini, geçimini zeytinliklerden sağlayan üreticilerin de büyük zarar göreceğini bilmeyenimiz yok! Bir alanı zeytinlik dışına çıkarmak telafisi mümkün olmayan sorunlar doğuracaktı. Ama tehlike henüz geçmiş değil. Zeytinlik alanlarında yatırım yapanların kendilerine tahsisi edilen yerleri tahsis süresi bitiminde eski vasfına getirmekle yükümlü kılınsa da, bu alanlarda tarımı bırakan, üretimden uzaklaşan üreticilerin yeniden tarıma dönmesi mümkün görülmüyor. Zeytin yetiştirilen alanlarda yapılacak faaliyetler nedeniyle doğal yapısı bozulan toprağın verim gücü düştüğü gibi, toprak ve su erozyonuna açık hale gelecek, çölleşme riski daha da artacak. Bunları da uzmanlar Mustafa- Alper Alhat ve Bilge Keykubat gibi uzmanlardan duymuştum. Tasarıda alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla bakanlıklarca kamu yararı kararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir, hükmü getiriliyor. Sanıyorum konu henüz kapanmadı, yakında yine Türkiye’nin gündemini meşgul edecek. *- ***- KURDELA *- Perşembe günleri TEOS Marina’da İzmir’in gözde tatil beldelerinden Seferihisar’da hizmet veren yat limanı Teos Marina, bu yaz eğlencenin adresi olacak. Teos Marina AVM’deki Festival Alanı’ında 22 Haziran’dan itibaren Perşembe günleri kurulacak sahnede halk konserleri yapılacak. 22 Haziran Perşembe akşamı saat 21.30’da oyuncu ve müzisyen Teoman Kumbaracıbaşı, Seferihisar Belediyesi, Teos Marina ve Teos Kültür Sanat Derneği işbirliği ile ücretsiz halk konseri verecek. Teos Marina’nın Festival Alanı’nda gerçekleştirilecek konserlerde her hafta farklı müzik türü, solist ve grupları sahne alacak. *- Uluslararası Manisa Sempozyumu Manisa Celal Bayar Üniversitesi tarafından ‘Uluslararası Manisa Sempozyumu’ 26 – 28 Ekim 2017 tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Uluslararası Manisa Sempozyumu kapsamında, tarihi süreç içerisinde Manisa’da yaşanan siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik olaylar ele alınacak. Aynı zaman da sempozyumda Manisa’da sancak beyliği yapan İkinci Mehmetde konu edinilecek. Etkinliğe Ege Üniversitesi’nden bir çok bilim insanıkatılarak sunum yapacak. Sempozyum, Manisa araştırmalarına ve kültürüne katkı sağlamayı,akademisyenler arasındaki iletişimi ve işbirliğini güçlendirmeyi amaçlıyor. *- Bodrum’da açılış var Dünyaca ünlü eğlence mekanı Club Ampersand’ın Amerika’dan sonra Türkiye’deki ilk mekanı Muğla’nın Bodrum ilçesinde Cumartesi akşamı iş, siyaset ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin katılımıyla 21.30’da açılacak.Dünyaca ünlü yıldızların da sahne aldığı ve Amerika’da 17 eyalette bulunan Clup Ampersand Gümbet’te açılıştan 2 ay önce heyecan yaratmaya başladı. Ünlü mekanı Bodrum’a getiren Amerikalı iş adamı Burak İrtanki; ”Türk ve Dünya yıldızlarını ağırlayacağız”dedi. Farklı konsepti ile isminden şimdiden söz ettirmeye başlayan mekan, açılış günü ilk olarak İrem Derici ve Hakan Kakız konseriyle yaza merhaba denilecek. *- — Yaşar EYİCE 0532 781 95 18 E-Posta: yasar.eyice@gmail.com ve yeyice@mynet.com Twitter: @Yeyicee Facebook: yasar.eyice.311 Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Share on LinkedIn Share Share on Digg Share