Buradasınız
Anasayfa > KÖŞE YAZARLARI > İÇİMİZ YANIYOR / YAŞAR EYİCE

İÇİMİZ YANIYOR / YAŞAR EYİCE

Sosyal Medyada Paylaş

YAŞAR EYİCE

*- Yalanın kuyruklusu

Gelişmeler, yaşananlar, söylenenler, ‘Ne oluyoruz?’ ya da ‘Nereye gidiyoruz?’ gibi soruları alımıza getiriyor…

Hangi birisini anlatayım; ya da yetişeyim…

Yandaşlardan küçük bir örnek;

İstanbul’da bir ev, kadın şikâyet ediyor; ‘Sularımız hep kesiliyor, ihtiyaçlarımızı su getiren tankerlerden temin ediyoruz’ diyor…

Yandaş televizyonda ballandıra ballandıra, vatandaşın şikâyetini yansıtıyor…

CHP’li belediye yine eski günlere, susuzluk yaşanan devire getirmiş İstanbul’u…

Ama unutulan bir nokta var;

Kamera çekim yaparken, ‘susuz’ kaldıklarını iddia eden kadın Ekrem İmamoğlu’nu suçlarken, arka planda bir çamaşır makinası var…

Çalışıyor…

Yani çamaşırlar yıkanıyor?

Bu nasıl bir teknoloji?

Bunlara güvenirsek, ‘Analar neler doğuruyor?’ diyoruz…

Baksanıza evde su yok, ama makine çalışıyor ve çamaşırları yıkıyor…

Herhalde özel bir imalat…

Ben güncelden söz edeyim:

Beşiktaş’ta bugün, yani 09 Temmuz Perşembe günü, elektrikler yine kesildi…

Saat 11.35’de cereyan gidince, bende kapıya çıkıp kedi ve köpekleri seyretmeyi yeğledim…

Bu ilk değil…

Hem abartılı, yalan haber…

Hem de özel bir şirketin yönetiminde olan elektrik kesintileri…

Daha önceki gece saat 24.00’e doğru kesilen elektrik, sabah saat 06.30 sularında geldi…

‘Nasılsa herkes uykuda… Zararı büyük olmaz!’ diye düşünülüyor, herhalde…

Hastalar, çalışanlar, elektrikli aletlerin arızalanması hiç ama hiç önemli değil…

Bundan söz eden yok…

Çünkü zülfü yare dokunur…

*- Aman aman…

Zülfüyâre Dokunmak’ deyimi şu anlama geliyor?

1.  Hatırlı, güçlü bir kimseyi veya bir makamı gücendirmek, darılmasına yol açmak.

2. Birine zarar veya sıkıntı vermek.

3. Sıkıntı verecek, sorun olacak konulara girmek.

*- Merak konusu

İfade biçimi olarak kullandığımız deyimlerin nereden geldiği hemen hepimizin merak konusudur.

Günlük hayatımızda sıkça kullandığımız ancak kaynağını bilmediğimiz deyimler ile ilgili pek çok hikâye anlatılıyor.

Yaşanmış olayların, tarihi kişiliklerin konu olduğu deyimlerin anlamlarını ve ortaya çıkış hikâyelerine çok şaşıracaksınız.

 ‘Zülfüyâre Dokunmak’ deyimi ne anlama geliyor?

İşte ‘Zülfüyâre Dokunmak’ deyiminin anlamı ve hikâyesi

*- Sevdiği kız…

Âşığın sevdiği kız alıngan, her sözden bir anlam çıkaran bir afetmiş. Yüzünün her iki yanındaki zülüfler, âşığın hem hoşuna gider hem de onları bukleli ipeklere benzettirmiş.

Bu benzetmelerden gücenen afet, ‘Demek benim zülüflerim ipek teller gibi cansız ve ruhsuz mu geldi sana?’ diye âşığa sitem edermiş.

Genç âşık bir gün sevgilisiyle güllerin açtığı, bülbüllerin öttüğü bir bahçede gezerken hırçın bir rüzgâr esmiş.

Bu rüzgâr sevgilisinin saçlarını dağıttığı için kızmış.

Sevgilisi bundan da bir anlam çıkarmış:

‘Anlıyorum, sen rüzgârı bahane ederek, benim ihmalimi yüzüme vurmak istiyor, saç ve zülüflerimi taramadığımı ima ediyorsun.’ demiş.

Âşık sevgilisinin bu sitemlerinden usanınca ‘ne desem zülf-i-yare dokunuyor’ diyerek, zülüf sözünü ağzına alamaz olmuş…

*- Nereden nereye?

Uşak Ege’nin en demokrat kentlerinden birisi…

Ama her daim burada ‘politika kazanı’ kaynar durur…

Sadece iki konuda birleşirler;

Birincisi ticaret, ikincisi futbol, daha doğrusu spor…

Gençler bilmez…

Çünkü son yıllarda hep ‘sağcı’ diye adlandırılan başkanlar yönetimde..

Kentte huzur var…

Şimdi çok eski günlere, örneğin ‘Z’ kuşak denilenlerden önceki yıllara gidelim…

1980 yılı öncesi idi…

Uşak’ta olaylar hiç bitmiyordu…

Bir gün bir taraftan, ertesi gün diğer taraftan, yani karşı görüşlü gençlerini kaybediyordu kent…

‘Kaybediyordu’ dediğim İzmir’e ya da İstanbul’a göçten söz etmiyorum…

‘Kim vurduya’ gidiyorlardı…

Bu yüzden neredeyse haftada iki üç gün mutlaka Uşak’a gidiyor, olayları gazetemize yetiştirmeye çalışıyorduk…

Pazar günleri ise Uşakspor’un maçı için tekrar yolumuz burada kesişiyordu, diğer meslektaşlarımızla da…

Önce anarşiden söz edeyim:

Bir gece ana cadde üzerinde sanıyorum bir parti başkanının otelinde kalıyorduk..

Akşam saatleri olunca herkes evlerine kapanıyordu; ‘Kim vurduya’ kurban gitmemek için…

Akşam saat 10 yani 22 sıralarında balkonda foto muhabiri arkadaşım Mehmet Ali Varış ile otururken, gündüz ana baba günü olan caddede bir kişi bile yoktu…

O sırada sadece üç kişilik bir ailenin geldiğin gördük…

Anne baba ve çocukları…

Ne oldu, neden yaptık şimdi anımsamıyorum…

Mehmet Ali Varış ya sivrisineki yakalamak istemiş ya da bir şeyi heyecanla anlatıyordu ki, iki elini ‘sak’ diye birbirine vurdu…

Çıt çıkmayan, sessiz caddede öylesine bir ses çıktı ki, anlatmak imkansızdı…

Ve o anda o aile iki büklüm, yani kendilerini sözde koruyarak ve koşarak öylesine kaçtılar ki, anlatacak sözcük bulamıyorum…

Üzülelim mi, gülelim mi?

Hala o olay gözlerimin önünden gitmiyor…

Ne günler geçiriyorduk…

Bunu şimdi kimseye anlatamayız…

Ve o zamanlar Uşak’a ne diyorlardı, söyleyeyim mi?

‘Küçük Moskova!’

Ne ilgisi var değil mi?

Bunu ileri yaşta yani kıdemli Uşaklılar herhalde hatırlayacaklardır…

Ben Allah bir daha böyle günler yaşatmasın, diye dua ediyorum…

Daha çok anlatacaklarım var ama insanların içini karartmak ya da üzüntülerini anımsatmak istemiyorum…

*- Muğla’dan Uşak’a…

İlk kadın valimiz Muğla’da idi…

Sonra kaymakam ve vali kadınlarımız çoğaldı…

Örneğin şimdi Uşakta’ta bir kadın valimiz var…

Şöyle anımsatayım:

Pandemi sürecinde caddeleri teftişe çıkan vali, ne yapmıştı?

Kurallara uymayan esnafa gerekli uyarıyı yapmak!

Görüntüyü yayınlayanlar, ‘iyi niyetli’ Vali Hanıma sert çıkış yaptılar:

‘Halkı ve esnafı azarlayamazsın!’ diye..

Hâlbuki ortada iyi niyet ve halkın güveni önemliydi…

Belki de eşinden dolayı etki altında kalmıştı muhalefet..

Bir anda bir ara İzmir’de bir yerel gazetenin yönetiminden sorumla eşinin, FETÖ’nün başındaki kaçak için yazdığı methiyeler ortaya çıkarıldı.

Vali de olsa, bir insan eşinin bir zamanlar yaptığı hatalardan, sonradan sorumlu tutulabilir mi?

Olmaz tabii…

Ama bazı suçlar vardır ki, ne olursa af edilemez…

Aynen Uşak’ta bu aybaşında rastlanılan üzücü olay gibi…

*- Çocuk Oyun Grubuna çirkin saldırı

Uşak’ın Elmalıdere Mahallesi’nde yer alan bir çocuk oyun parkı kimliği belirlenemeyen kişi veya kişilerce ateşe verildi.

Edinilen bilgiye göre, Elmalıdere Mahallesi 2. Bahçe Sokak’ta yer alan ve maddi değeri yaklaşık 30 Bin TL’yi bulan çocuk oyun grubu saat 20.30 sıralarında kimliği henüz belirlenemeyen kişi veya kişilerce yakıldı.

Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine giden Uşak Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü ekipleri yangına müdahale ederek, yangının çevrede bulunan ağaçlara sıçramasını ve yayılmasını engelledi.

Gerçekleştirilen çirkin saldırıda park içerisinde yer alan kaydırak ve beşikler ateşin etkisiyle kullanılamaz hale geldi.

Uşak Belediyesi tarafından yapılan açıklamada, ‘Bölge halkımızı korkutan yangına zamanında müdahale gerçekleştirilmiştir. Uşak Belediyesi olarak, kamu malına zarar veren bu kişi veya kişilerin yakalanmasına yönelik çalışmaların yakın takipçisi olacağımızı belirtmek istiyoruz. Meydana gelen bu çirkin saldırıyı kınıyoruz.’denildi.

*- Sizi gidi siziler?

Ben de merak ediyorum?

Neden bu çok ama çok önemli bir olay özellikle yandaş medya tarafından görülmedi, yansıtılmadı…

Belediye Başkanı Mehmet Çakın’ın da belirttiği gibi, fotoğraflarını görünce, ‘Elleriniz kırılsın!’ diye beddua ettiğim hainler acaba yakalandı mı?

Umarım İzmir’de camilerde ‘Çav Bella’yı çalanlar gibi, bunlar da yakalanır ve adalete teslim edilir.

Aklım almıyor;

Çocukların yararlandığı bir oyun parkı nasıl kundaklanır?

Ne akla hizmettir bu?

Sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmalarını ben de arzu ediyorum….

Bakalım yakında bu konuda neler öğreneceğiz!

*-

GÜNCEL

*- Acı haber geldi

Sakarya’da Taşkısığı bölgesinde bir patlama meydana geldi.

Olay yerine çok sayıda ambulans ve itfaiye ekibi sevk edildi.

Sakarya Valisi Kaldırım, “Patlamada 3 şehidimiz, 6 yaralımız var” dedi.

Hendek’te, 3 Temmuz Cuma günü fabrikadaki patlamada patlamayan havai fişekler ile diğer patlayıcılar, imha edilmek üzere belediyeye ait kamyonla taş ocağına getirildi.

Kamyonda patlama oldu.

İçişleri Bakanlığı’ndan Sakarya’daki patlamaya ilişkin yapılan açıklamada ‘Sakarya-Hendek ilçesi Taşkısığı Mahallesinde faaliyet gösteren Taş Ocağında, Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı gereği Havai Fişek Fabrikasına ait patlayıcıların kontrollü şekilde patlatılması maksadıyla taşıyan kamyondan indirildiği esnada, patlama meydana geldi.

Meydana gelen patlamada; 2’si patlayıcı madde imha timinden olmak üzere 3 jandarma personelimiz şehit oldu, 6 personelimiz yaralandı’ denildi.

Geçen haftada da Hendek ilçesindeki havai fişek fabrikasında meydana gelen şiddetli patlamada 7 kişi hayatını kaybetmiş, 150’den fazla kişi yaralanmıştı.

*-

Yaşar EYİCE0532 781 95 18E-Posta:yasar.eyice@gmail.comTwitter: @Yeyicee
Facebook:  yasar.eyice.311

Bir yanıt yazın

Top