Buradasınız
Anasayfa > Genel > *- HER TAKTİĞİN KARŞI TAKTİĞİ VARDIR / YAŞAR EYİCE

*- HER TAKTİĞİN KARŞI TAKTİĞİ VARDIR / YAŞAR EYİCE

Sosyal Medyada Paylaş

Sanayi şirketlerinin Covid-19 Pandemi ve sonrasında ekonomik sebeplerle yaşadığı zorluklara istinaden bankalara olan borçlarının finansal yeniden yapılandırarak nasıl tasfiye edebileceği ve bu şekilde de müzayaka haline düşmekten nasıl kurtulabilecekleri ile borçları finansal yeniden yapılandırılan şirketlerin süreç ve sonrasına dair dikkat etmeleri gereken hususların aktarılmasına ilişkin olarak EBSO (Ege Bölgesi Sanayi Odası) hariç, Türkiye’nin belli başlı tüm yönetimlerinde, ‘Sanayi şirketleri için yeniden yapılandırma webinarları’ düzenleniyor.

İş adamları işini biliyor…

*- YENİ İLE İŞLERİ YOK

Peki işleri laf üretmek olan yerel yönetimler, yani belediyeler bu konuda ne yapıyor?

Ağlıyorlar, kendilerini bize acındırmak istiyorlar.

Ama birçoğu al gülüm ver gülüm diyerek, yakınlarını akrabalarını belediyelerde yüksek maaşlarla işe sokuyorlar.

Bu sistem hemen hepsi için geçerli…

Sanayiciler ‘Yeniden yapılanma’ yolunu seçerken, bu konuda ciddi çalışmalar yaparken, resmi kurumlar daha doğrusu bizi yakından ilgilendirdiği için belediyeler ‘Yeniden yapılanma!’ konusunda bir çalışma yapmıyorlar.

Yönetici durumunda olanların yaptıklarına ‘Mobing!’ deniliyor.

Öyle ki, hangi gazeteyi değil, hangi yazarı okuyup, hangisini okumayacaklarını bile belirtiyorlar, hatta faceden takip edip, ‘Sen onunla arkadaş mısın?’ diyorlar.

Mahalle baskısı gibi belediye baskısı…

Kim kazanırsa kazansın nedense hiçbir şey değişmiyor!

Yani anlamaya çalışın, biraz da düşünün, hemen fark edeceksiniz…

*- GÖRÜNEN KÖY

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, belediyede örgütlü memur sendikası öncülüğündeki bir grubun başlattığı eylemler nedeniyle basın açıklaması düzenledi.

Sosyal Denge Tazminatı (SDT) sözleşmesi konusunda yaşanan anlaşmazlığın bütçe tasarrufu değil, hükümetin koyduğu yasal üst sınıra uyma zorunluluğundan kaynaklandığını açıklayan Başkan Tugay, ‘İnsanların her türlü demokratik tepkisine saygı göstermekle beraber burada İzmir halkı adına bu görevi yerine getiriyorum.

Yasalarla belirlenmiş bir sorumluluğum var.

Burası benim kendi özel şirketim değil.

Burada harcanan para belediye bütçesindendir, halkın parasıdır. Sayıştay raporuna dayanarak yasal üst sınırın üzerine çıkamayacağımı söylemek dışında yapacağım bir şey yok.

Bu yasal üst sınırı da daha yukarı çekmek ya da tamamen kaldırmak hükümetin inisiyatifinde’ dedi.

*- SORGULAMA YOK Kİ!

Dedikleri doğru!

Ama bunu zamanında düşünecekti…

Dikkat edin bakın;

Seçimlerden önce tüm belediyelerde mutlaka toplu sözleşmeler yenilenir.

Bol keseden makam ve para dağıtımı yapılır.

Sanki kendi ceplerinden veriyorlar?

Oy hesabı ile ne bütçe düşünülür, ne yasalar, ne belediyenin gelir ve gider hesapları…

Bütçede yıllardır belli kurallar vardır;

Bütünün maaş dağıtımından yani personel sayısından tutun da, yatırım harcamalarına ve hatta ikramlara kadar….

Ama nedense hiç hesap edilmez, özellikle işçi hakları ile ödemeler ve devlete yapılacak ödemeler hep askıya alınır.

‘Benden sonra tufan’ anlayışıdır, bu anlatmaya çalıştığım….

Kesinlikle ve kesinlikle, seçimlerden en az bir yıl önce, seçimlerden sonra da en az altı ay sonra toplu sözleşme yapılmalı ve görüşmeler ile belediyelerin gelir ve giderleri açıkça halkla paylaşılmalıdır.

‘Olmayacak duaya amin!’ deme zamanı geçti.

Uygulamayı yapmayan ya da yasaların boşluklarından yararlanmayı seçenler de mutlaka hesabını vermelidir.

Yalnız belediye başkanları değil, ilgili müdür ve memurlar…

Şunu da ilave edeyim;

‘Kaşarlanmış!’ adı verilenler vardır.

Bunlar yasaları ve boşluklarını çok iyi takip ederler, hukukçu gibidirler.

Belediye başkanlarını da, bundan istifada ederek istedikleri şekilde yönlendirirler.

Çok örneği var.

Belediye muhabirleri de, belediye çalışanları ve işi olanlar bunu gayet iyi bilirler, görürler ve yararlanırlar…

Ne demek istediğimi bilenler, anlayanlar mutlaka vardır.

Herkes işine geldiği gibi konuşuyor, buna göre hareket ediyor…

Her taktiğin karşı taktiği vardır..

Bu arada 14 Haziran Cuma günü saat 18.00’de İzmir Büyükşehir Belediye Meclis, Çeşme Belediyesi ev sahipliğinde Çeşme Kalesi’nde, Dr. Cemil Tugay başkanlığında toplanacak.

Güzelyalı’da ise Göztepe kulübünün  kuruluş yıldönümü törenleri yapılacak.

Bu nedenle tramvay, otobüs ve vapur seferlerinde yeni düzenlemelere gidildi.

*- VAYY BİZİM HALİMİZE….

Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) İzmir Şubesi’nin bu yıl 5’ınci kez düzenlediği ‘İzmirli İş İnsanları Buluşması’ toplantısında konuşan GGYD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kiraz, ‘Birinci hedefimiz üyelerin başarılı bir ticaret hacmine ulaşmasını sağlamak’ dedi.

Bu ne demek?

Hiç merak etmeyin, kazancınızı katlamanız için her türlü bilgi ve desteği vereceğiz.

Hiçbir girişimci iş insanlarımız zarar etmeyecek, keyifli, huzurlu, bereketli günleri olacaktır.

‘Hedefimiz yüksek iş hacmi!’ diyen bir başkan karşısındakilere nasıl bir mesaj veriyor, sizce?

İsim vermeyim, baş danışman, adının başında sıfat olarak ‘Profesör’ olan sevgili hocamızın şu lafı da çok önemli:

‘Sakın zarar etmekten korkmayın!’

Etmezsiniz…

Karınızı katlarsınız, şu ana kadar böyle oldu, bundan sonra da böyle olacaktır.

Vayy tüketiciye?

*- BALLİ EKMEKÇİLER

Uzun uzun yazacak, anlatacaktım ama özetini vereyim ve bir iki cümle ile yorumunu yapayım:

Türkiye’deki 19 serbest bölgede faaliyet gösteren firmalara Kurumlar Vergisi tahakkuk ettirileceğine dair açıklamalar, bu bölgelerde yatırım yapan ya da yapmayı düşünen firmalarda tedirginliğe sebep oldu.

Bu girişimin, dünyadaki uygulama örnekleri temel alınarak Türkiye’de yaklaşık 40 yıldır faaliyet gösteren serbest bölgelerin gelişimine de telafisi imkânsız zararlar vereceğine dikkat çekildi.

Dikkatinizi çekerim, ‘Yapmam!’ demiyorlar…

Çünkü altın yumurtlayan tavuk gibi bu şirketler sahip ve yöneticilerine.

Düşünce çok kazanç, az vergi…

Ağlamayı da çok iyi bilirler…

Düşünceleri basit;

‘Ağlamayan çocuğa mama vermezler!’

Bunlar değil mama, ballı ekmek yiyorlar…

Geçenlerde de şu açıklamayı yapmışlardı, yetkililere duyurmak ve kamuoyu yaratmak için…

İmalat sanayisi sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar, girdi maliyetlerinde resmi enflasyonun çok üzerinde gerçekleşen artışlara ek olarak, serbest bölgelerde üretim yapan firmalardan satın aldıkları mallara ortalama yüzde 15 Gümrük Vergisi ödemenin şaşkınlığını yaşıyor.

Uygulamada yaşanan sorunları değerlendiren Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Üyesi Şenol Özbey, serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmaların, serbest dolaşımda olmayan girdileri için ayrı bir kalemde vergilerini ödediklerini hatırlatarak, yaşanan durumu ‘oyun sırasında kural değiştirmek’ olarak tanımladı.

Al gülüm, ver gülüm meselesi…

-HER TAKTİĞİN KARŞI TAKTİĞİ VARDIR / YAŞAR EYİCE
Yaşar EYİCE
Twitter: @Yeyicee
Facebook:  yasar.eyice.311
 

Bir yanıt yazın

Top