GELİNLİK UCUZDU, GELİN OLDUM. KAYNANALIK UCUZLADI, KAYNANA OLDUM/ NERMİN GONCA KÖŞE YAZARLARI by admin - 2 Nisan 20192 Nisan 20190 Sosyal Medyada Paylaş Eski toprak deriz ya anneanneler, büyükbabalar zamanına. Görmüş geçirmiş, her tür meşakkate gocunmadan katlanan, göğüs geren, sebatkâr, her hal ve şartta şükreden bir dönemin insanı oldukları için. Eski toprak boşu boşuna yaşlanmamış, hayattan ders almış, yaşamış, güçlü ve sağlam demekti ki bu çok doğruydu. O dönemler ataya saygı vardı. Sırf yaşı büyük olduğu için dahi sözü dinlenirdi büyüklerin. Doğal olarak gelin de kaynananın dediklerine ve yaptıklarına eyvallah demekle yükümlüydü ve bundan hiç gocunmazdı. Kaynananın yapıp ettiği her şeyi, hatta her türlü eziyeti bile sineye çekmek olmazsa olmazlardan olan kutsal görevlerinden biriydi. Benim anneannem de döneminde, gelinlik mesleğinin her alanında olduğu gibi “meşhur kaynana ile geçim” alanında da epey bir eziyet çekmiş ve kaynananın talepleri nelerdir, kaşı oynadığında ne ister, gözü oynadığında ne bekler, gelin nasıl arz da bulunmalı, kaynanaya nasıl kul olmalı? Gibi alt başlıkların büyük bir çoğunluğunda uzman olmuş. Gelecek projesinde hedef planına kaynana olmayı koymuş. Gelinlikten adım adım kaynanalığa uzanan meslek hayatında sanırım terfi etmeyi ve kaynana koltuğuna oturmayı planlarının en başına almış. Gel gör ki öyle bir ahir zamanda yaşamış ki eski ile yeni hızla birbirine karışmış, evdeki hesap çarşıya uymamış. Çağ; teknolojisinde bir ileri giderken, insan kıymetinde iki geri gitmiş. Kadir kıymetin bilinmediği, vefanın değer kaybettiği bir dönem de kaynana oluvermiş. O dönemler neler yaşadı, neler hissetti henüz çocuk olduğumdan ve böyle bir durum yaşamadığımdan çok da bilemedim ama ahiretlikleriyle paylaştığı bir kelama kulak hırsızlığı ettim. (Onlar ahiretlik derlerdi dost yerine, dost gelip geçebilirdi ama ahiretlik ahiretlikti işte. Bu dünyayı değil, öte dünyayı da kapsayan daha genel bir kavramdı.) O dedi ki: “Gelinlik ucuzdu gelin oldum, kaynanalık ucuzladı, kaynana oldum.” ki çok doğru bir özetti hayatıyla ilgili. Aradan yıllar geçti ve öğretmen olduğumda, anneannemin kaynanalık hedef planlarının çökmesi gibi benimde öğretmenlik hedef planlarım çöktüğünde onun ne demek istediğini anladım. Çünkü öğrencilik yıllarımda, öğretmen bizim için bir harf öğretse yeterdi kul olmaya. Hoş, kalem tutması dahi yeterdi. Öğretmen pahalı ve kıymetliydi bu nedenle. Sonra n’olmuşsa olmuş o kısa dönemde ve birden öğretmenlik ucuzlayıvermişti, benim öğretmen olmamı gözler gibi. Her şey tersine dönmüş; kim talep eden, kim talebe cevap veren bir muammaya dönüşmüş. Bizim zamanımızda öğrenci değil, talebe denilirdi. Biz öğrenmeye talip olurduk. Öğretilenleri kayıtsız şartsız kabullenmez irdeler, hazmeder, içimize sindirirdik. Sonra öğretmen olduğumda sandım ki talep edilecek bilgiler ve ben de arz edeceğim, ama olmadı. Öğrenciliğimde öğrenmeyi talep ederken öğretmen olmamla beraber kendimi öğretmeyi talep eder buldum. Lütfen öğreneyim talebim, lütfen öğreteyim talebine büründü. Bu nedenle hep talebe kaldım. Yani velhasılkelam; öğrencilik ucuzdu, öğrenci oldum, öğretmenliğin ucuzladığı bir ahir zamanda öğretmen oldum. Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Share on LinkedIn Share Share on Digg Share