Sevgili okuyucularım; bu hafta sonunu güzellikler içinde geçirmenizi diliyorum.

Şunu unutmayalım:

‘Çirkin hayat yoktur!

Hayatı çirkinleştiren insanlar vardır.

Kimi hırsından, kimi kompleksinden, kimi cahilliğinden yapar bunu!

Hiç kimse geriye gidip yeni bir başlangıç yapamaz!

İnsanlarla münasebetin, ateşle münasebetin gibi olsun…

Çok uzaklaşma donarsın,

Çok yaklaşma yanarsın!

Fiyatlar, etiketler karşısında donmaya da yanmaya da alıştık!

Bir zamanlar İzmir Milletvekilliğini yapan, öğrenciliğinde; İktisadi ve Ticari ilimler Akademisi’nin ‘Kralı’ seçilen Gazeteci Akın Simav da şöyle derdi;

‘Gazeteciye ne çok yaklaş, ne de uzaklaş…’

O zamanlar, vatani görevini yapmaya gidenlere de şu tavsiyede bulunulurdu;

‘Ne önde gidin, ne de arkada!

Hep ortada kalın!’

Bunun manasını o zamanlar askerlik yapan, şimdinin büyükleri, dedeleri gayet iyi bilir ve anlar!

*- YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Ama bugün, hatta şimdi, yeni bir son yapıp, yeniden başlayabilir her şeye!

Hayatınızda iyi bir gün, yeni bir başlangıç dileğiyle her şey gönlünüzce olsun..

İyi tatiller…

Güzel bir gülüş, karanlık bir eve giren güneş ışığına benzer.

Bugüne kadar hep ne diyorduk?

‘Bir insanın en büyük hatası, başkasına gereğinden fazla değer

Vermektir!’

Burada bir düzeltme yapayım!

‘Kendine hak ettiğinden az değer vermektir.’

Sen, siz herkesten ama herkesten değerlisiniz…

Bunu asla unutmayın…

Günümüzde genele bakarsak maalesef şunu görüyoruz;

‘İnsanlar değerli olmayı unuttular, önemli olmaya çalışıyorlar…’

Bunlardan biri de Büyükelçi oldu!

Sizce bu kim?

Bundan sonra sık duyacağınız, günümüzün sözünü de belirteyim:

‘Ben söylediklerimden sorumluyum!

Anladıklarınızdan değil!’

Kadına sormuşlar;

‘Erkek mi, para mı?’ diye;

‘Fark etmez, ikisini de harcarım!’ demiş…

*- BİZ UYUDUK!

İzmirli Güler Seyhan Gönüllüleroğlu, benim de beğendiğim, M.Göçer’in bir şiirini paylaşmış…

Bakalım siz beğenecek misiniz?

Betondan evler yaptık/ Harcına demir kattık/ Çelik kapılar taktık/ Çok sağlam olsun diye…

Etrafa duvar ördük/ Üstüne teller gerdik/ Kapıları kitledik/ Hırsız girmesin diye…

Eve dolaplar yaptık/ Giysileri sakladık/ Hepsine kılıf taktık/ Tertemiz kalsın diye…

Fırını az kullandık/ Bulaşığı yıkadık/ Deterjan kullanmadık/ Masraf artmasın diye…

Gazı tasarruf ettik/ Elektriği kestik/ Ütü yok süpürmedik/ Tasarruf olsun diye…

Hırsız girmedi eve/ Çalamadı ah etti/ Biz uyuduk her gece/ Uyandık ki zam geldi…

Araçları park ettik/ Kapısını kitledik/ Gece gündüz izledik/ Bir şey olmasın diye…

Kasko sigorta yaptık/ Birde alarm taktık/ Koltuğa kılıf aldık/ Değer düşmesin diye…

Yıkadık temizledik/ Koruduk esirgerdik/ Tonlarca para verdik/ Bir gün binelim diye…

Mazota zam gaza zam/ Köprüye zam yola zam/ Evde kaldık o zaman/ Yaşa hayaller ile…

Hayaller tükenir mi?/ Her şerde bir hayır var/ Pembe rüyalar bitmez/ Yarın varsa umut var…’

Evet, M.Göçer’in belirttiği gibi, ‘Yarın varsa umut da vardır!’

*-

—