Buradasınız
Anasayfa > KÖŞE YAZARLARI > CHP’nin oyları bölünecek mi? YAŞAR EYİCE

CHP’nin oyları bölünecek mi? YAŞAR EYİCE

Sosyal Medyada Paylaş

Namık Kemal’in değerli öğretmenlerinden Ali Cambazoğlu’nu kaybettik. Cenazesi Pazar gün öğle namazından sonra Narlıdere Şehitler camisinden kaldırılacak.

*- Beşiktaş’tan ümidini kesen AKP aday göstermedi. Seçim CHP ile İYİ parti arasında geçecek gibi…

*- İYİ Parti’nin başkan adayı Afgan Keçeciler, ‘Oyları bölüyorsun?’ diye sorunca, ‘Hakkı olan kazansın… Ben de Atatürkçüyüm ve CHP’nin altı okuna yürekten inananım’ yanıtı veriyor.

*- ‘Helal Belgeli!’ olunca yol alıyorsunuz!

İYİ Parti Beşiktaş Belediye Başkan adayı Affan Keçeci ile sohbet ederken, ‘Herkesin beklediği’ soruyu sordum…

Sizi devlete çeşitli kademelerden yaptığınız hizmetlerden ötürü çok sayıda tanıyan var ama önceden CHP’li olarak bilinen Afgan Bey nasıl oluyor da İYİ Parti’den aday olarak Beşiktaş’ta oyları bölüyor?

Beşiktaş’ta emniyet amirliğinin dışında Efsane Beşiktaşlı Süleyman Seba döneminde üç kez yönetim kurulu üyeliği de yapan Afgan Keçeciler, benim de Cumhuriyet Bayramı günü, Başkan olan Murat Hazinedar’ın hiç yoktan Birinci Boğaz Köprüsüne bakan alanda ’15 Temmuz Anıtı’nı açmasını ‘yağcılık’ olarak nitelendirmiştim.

Tabii ki yağcılık sonucu etkilememiş görevden alınmıştı.

İşte o tarihte yerine dört tane başkanvekili adayı vardı ancak hepsine ‘Geri çekilin, bir kişi aday olacak o da Murat Bey’in gösterdiği’ denildiği gün ‘Altı okuna sıkı sıkıya bağlı olduğum ve hala inandığım CHP’den istifa ettim, bağımsız kaldım’ dedi, Afgan Keçeciler…

Ve sonuçta İYİ Parti’nin teklifini kabul etti ve aday gösterildi.

Ben de belirttiğim gibi, ‘seni daha önceden tanıyorum’ dediğim Afgan Keçeciler, banim aracılığıyla Bornovalı ama Beşiktaş Divan Üyesi da olan, ‘Çok sevdiğim’ dediği, yeğenim Behzat Cambazoğlu’na selam iletmemi söyledi…

Soru size de yabancı gelmeyecek!

‘Neden İYİ Parti’den aday oldunuz, daha doğrusu CHP’nin oylarını bölerek başka partilerin ekmeğine yağ sürmüyor musunuz?

Önce Beşiktaş CHP’den hoşuna gitmeyenleri anlattı, ama her sözünde ‘Ben Atatürkçüyüm’ dedi ve CHP’yi met etti…

Belki de bunları duyanlar, ‘Bu ne perhiz ne lahana turşusu’ diye akıllarından geçirmiştir.

Özel konular olduğu için anlattıkları bende kalsın…

Sorunun yanıtını özetleyim:

‘Beşiktaş’ta AKP, CHP’nin yıllardır süre gelen ezici üstünlüğünü bildiği için seçime girmiyor. AKP bu yüzden MHP adayını destekliyor. Toplam oylarına bakarsak en fazla yüzde 25 oluyor. Yüzde 5 de diğer partilerin oyları etti, yüzde 30… Geri kalan ise yüzde 70…

Yani ya CHP bu oyları toplayacak, ya da İYİ Parti ile bölüşecekler…

Sonuç çekişme CHP ile İYİ parti arasında olacak…’

Yani Afgan Bey, ‘Ben sol ve Atatürkçü oyları bölmüyorum, Ben de Atatürkçüyüm…’ diyor…

Bu arada yanında bulunan, Meclis üyesi bir hanımı tanıttı:

Öğretmen olan hanım bir Ermeni….

Ve de Ermeni Kilisesinde, ‘Hayır Komitesi’nin başkanı…

Fakir fukaraya, ihtiyaç sahiplerine yardıma koştuğunu belirtti.

Ve belki de ilk kez Beşiktaş’ta bir Ermeni Türk Vatandaşı Meclis üyesi olacak…

Bunları konuşurken, İzmir’den kötü daha doğrusu acı bir Haber aldım…

Arayan Namık Kemal Lisesi’nden arkadaşımız, Doç. Dr. Suavi Tuncay idi..

‘Böyle bir haber vermek istemezdim ama Sanat Tarihi ve Resim Öğretmenimiz Ali Canbazoğlu’nu kaybetmişiz.’ dedi.

Ali Cambazdolu beyefendiliğinin yanı sıra, biz öğrencilerle ‘olgun insanlar’ gibi sohbet etmeyi severdi…

Müzik ve resim, meraklı ve beceriklilerin dışında diğer öğrencilerin, sadece sınıf geçme notu almak istediği dersler olarak biliniyordu.

Sanat tarihi de bir noktada böyle…

Ama Ali Cambazoğlu bizi ‘adam yerine koyması’ bir yana, resim tekniğini o kadar güzel anlatıyordu ki, hepimiz birer dahi olacağımız sanıyorduk. Yani koşar adım derslerine giriyorduk…

Suavi Tuncay neredeyse ağlayacaktı…

Başıma ağrı girdi…

Hattta Afgan Keçeciler’i telefona verip, değerli bilim adamı Dr. Suavi Hoca ile beni konuştursaydın’ dedi…

Böylece iki kişinin selamı üzerimde kaldı…

Yalnız bizim değil İzmir’in acı kaybı, Namık Kemal Lisesinin çok çok değerli hocalarımızdan sanat tarihi hocamız Ali Canbazoğlu’nu sevenleri ve tanıyanları 10 Mart 2019 Pazar gün öğle namazına müteakip Narlıdere Şehitlik Camisi’nden ebedi istirahatgahına defnedeceğiz.

*- Daha da hızlanmalıyız

Her zaman söylüyoruz…

Yetkililer de söylüyor; ‘Firmalarımızın yurt dışı pazarlarda rekabetçi konuma yükselmeleri öncelikli hedeflerimiz arasında’ diye…

Dünya ticaretindeki hızlı değişimler nedeniyle, ihracatçılarımızın potansiyel pazarlarda zamanında ve doğru pozisyon almaları büyük önem taşıyor.

Müşteri beklentilerinin pazarı yeniden tanımladığı veya yeni pazarlar oluşturduğu günümüz koşullarında, hızla gelişen bilgi ve iletişim altyapısı ile elektronik ortama taşınan ticaret ve pazarlama faaliyetlerini benimseyen firmalar, yeni rekabet koşullarına daha hızlı uyum sağlamakta ve avantaj elde ediyorlar.

Bunun için de, firmalarımızın, küresel tüketici trendlerini takip etmeleri, dijital pazarlamayı etkin kullanmaları, mevcut ve potansiyel müşterilerinin karşısına sanal ortamda da güçlü çıkmaları konularında bilgi ve becerilerini arttırmalıdırlar.

Hatta firmalarımız, kendilerine vizyon kazandıracak, teori ve uygulamalarla harmanlanmış programları takip etmeliler.

Ama maalesef İzmir’deki odalar ne eğitim ne de seminer konularında çok zayıflar.

Ya da nasıl yandaş basın varsa bunlar da yandaşları seçiyorlar.

Hâlbuki İzmir’de bu işi yapacak ‘doktor’ unvanlı eğitimcilerimiz var…

Bunların başvurularına da, ‘Şirket kurun’ ya da açıkça ‘Bizim kendi adamlarımız var’ deniliyor…

*- ‘Helal olsun’ derler ya!

Şimdi size bir şey anlatacağım şaşıracaksınız!

Dünyada Yükselen Trend ne biliyor musunuz?

‘Helal Belgeli Dış Ticaret!’

Dünyada yaşayan yaklaşık 1,8 milyar Müslüman nüfusun helal ürün ve belgelendirmesine ilişkin ilgi ve talebi giderek artıyor.

‘Helal’ kavramı en başta yalnızca gıda ürünleri ile ilişkilendirilirken, günümüzde gıdanın yanı sıra finans, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik, lojistik ve turizm gibi sektörel olarak çok geniş bir alana hitap ediyor.

Günümüzde, helal belgesine sahip gıda ürünleri pazarı 415 milyar ABD Doları seviyesinde.

Gıda, tekstil, eczacılık ürünleri, kozmetik gibi ürünler ile turizm ve seyahat gibi hizmet sektörlerinin yer aldığı ürün ve hizmetler için Müslümanların yaptığı harcama ise 1,9 trilyon ABD Dolarını buluyor. Helal kavramının, ürünlerin üretiminden tüketiciye ulaşana kadar her aşamada ‘sağlıklı, hijyenik ve kaliteli’ olma özelliklerini de içermesi, bu alandaki farkındalığın artarak devam edeceğinin bir göstergesi olarak tanıtılıyor.

Belki de algı yaratılıyor.

Hükümete yakın, sonradan ortaya çıkan ve yetkililer tarafından son zamanlarda firmalarımızın helal belgeli dış ticaret hakkında bilgi sahibi olmaları amacıyla, ‘Dünyada Yükselen Trend: Helal Belgeli Dış Ticaret’ etkinliği gerçekleştiriyorlar.

Tabii ki bu arada Arap hayranlıklarını ya da benzer düşüncelerini bu şekilde gizliyorlar.

Hatta bu konuda, ülkemizde, ‘Helal Akreditasyon Kurumu Uluslararası İlişkiler Daire Başkanlığı’ bile var… Bunu da Taylan Çoban isimli bir kişi sürdürüyor.

Bazılarına ‘Helal Belgesi’ bile veriliyor.

Bu konuda Türk Standardları Enstitüsü (TSE) de kendine görev kabul etmiş durumda.

Sanıyorum onun başında veya yetkilisi Dr. Murat Kavruk…

Bunların bazı masraflarını ise Avrupa Birliği her nedense karşılıyor.

Bu yüzden bazı dernekler, odalar şunlar bunlar kendi bünyelerinde ‘Avrupa Birliği ve Uluslararası İlişkiler Şubeleri’ kuruyorlar.

Ama ne yaptıkları, gelen paralar ve harcamalar hakkında kamunun pek bilgisi olmaz.

Açıklamazlar…

*- Tarım Organize Sanayi Bölgesi İzmir’de kurulacak

Türkiye’de 82 milyon insanın beslenmesi için üretim yapan, Türkiye’nin ihtiyacını karşıladıktan sonra ülkeye yıllık 23 milyar dolara yakın döviz kazandıran Tarım sektörü, İzmir’de kurulacak Tarım Organize Sanayi Bölgeleri ile 2023 yılı ihracat hedeflerine koşar adım gidecek.

Tarım Organize Sanayi Bölgelerinin kurulumu için önemli mesafe kat ettiklerini dile getiren yetkililer, ‘Tarım OSB’ler tarım sektörü için öncü olacak. Bir kısmında jeotermal enerji ile üretim olanağı olacak. Tarım OSB’ler ile Ege Bölgesi’ndeki tarım üretim ve ihracatını ileri götürme şansımız olacak’ şeklinde konuşuyor.

Ege Bölgesi’nden yapılan tarım ürünleri ihracatının 5 milyar doları geçtiğini, Türkiye’nin tarım ürünleri ihracatının yüzde 22’sinin Ege Bölgesi’nden yapıldığını biliyoruz.

*-


Yaşar EYİCE
0532 781 95 18

E-Posta: yasar.eyice@gmail.com
ve yeyice@mynet.com
Twitter: @Yeyicee
Facebook: yasar.eyice.311

Bir yanıt yazın

Top