Sosyal medyanın, siyasal tercihlerin yöneliminde ne denli etkili olduğu sadece bizde değil, ABD ve diğer gelişmiş ülkelerde de hemen her seçimde sınanıyor. Gelişmekte olan ya da geri kalmış ülkelerde, yalan haber ve manipülasyon yoluyla toplumsal olayların köpürtülmesi, Arap Baharı süreci de dahil sokakların karıştırılması adına sosyal medyanın defalarca kullanıldığına şahit olduk. 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerin sadece Türkiye değil, bölge ve tüm dünya düzeni adına en kritik eşiklerden biri olarak görüldüğü gerçeğini de hatırlarsak, bir süredir başta Twitter olmak üzere tüm sosyal medya mecralarında garip işler oluyor. Gazetemizin yazarı Melih Altınok, SABAH'taki köşesinde ve A Haber'deki programlarında bu konuyu sıkça hatırlatıyor, ilginç bilgiler veriyor. Geçen çarşamba günü Melih'in "Sebep Sonuç" programında canlı yayında yine bu konuyu konuştuk. Hatta çok taze bir konu üzerinden...HDP'nin, 6'lı koalisyonun cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu
SABAH
Akşener’den Kılıçdaroğlu’na veto! / ŞEBNEM BURSALI / SABAH
Büyük Atatürk, "Askeri zaferleri iktisadi zaferle taçlandırma" hedefini genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin önüne koyduğunda ortada ne ilan edilmiş Cumhuriyet vardı ne de bağımsızlığımızı garanti altına alan Lozan Antlaşması imzalanmıştı. Bu hedef, öyle sağlam bir hedefti ki, üzerinden bir asır geçtiği hâlde bile ilk günkü heyecan ve kararlılıkla devam ediyor, ettiriliyor. Bu konu hem yerelde hem genelde tartışma konusu yapıldı ama belediye geri adım atmadı. Nihayetinde geride bıraktığımız hafta sonu İzmir'de İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi, Millet İttifakı ortaklarını ağırladı. Tüm tepkilere rağmen toplantıyı üstlenen İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kongresinde ne konuşulanlar ne ortaya konulan program ve tespitler tek satır da olsa öne çıkmadı. Böylesine önemli bir kongrenin, böylesi içi boşaltılmış bir siyasi şova dönüştürülmesi, ilk başta İzmir halkına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne karşı koca bir ayıptır. Bundan 15 yıl önce, Yeni Asır Genel Yayın Yönetmeni olarak atanmamın üzerinden 10 gün geçtikten sonraki köşe
Dirilişten kurtuluşa… / ŞEBNEM BURSALI / SABAH
Sıradağlar gibi dizilmiş şehit mezarları karşılar sizi Çanakkale'de. Gittiniz mi bilmiyorum ama şehitliğe girince kendinizi sonsuzluğun içinde gibi hissedersiniz. Buğulu gözleriniz şehitlerin mezar taşlarına takılır. Gaziantepli Ahmet'i görürsünüz, Sivaslı Taha'yı, Aydınlı Mehmet'i, Diyarbakırlı Seyid'i, Mardinli Hacı Ali'yi, Azerbaycanlı Rüstem'i, Ermeni Agop'u, Cezayirli Kerim'i, Edirneli Mustafa'yı... Yan yana yatmaktadırlar o şehitlikte. Vatanın bağımsızlığı için nasıl candan, serden, evlattan ve sevgiliden vazgeçilebildiğinin belgesidir. Anafartalar kahramanı Albay Mustafa Kemal, yağmur gibi yağan top mermileri ve şarapnel parçaları arasında askerlerine şöyle emretmişti: "Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek sürede yeni birliklerimiz gelecek ve bizim yerlerimizi alacaklardır!" İlk bakışta insana kurgusal bir savaş filmi anekdotu gibi geliyor ama işte büyük Türkiye Cumhuriyeti'nin Ata'sı ve evlatlarının kendisidir bu. Dünya ordularının üzerimize çullandığı Çanakkale Savaşı'nın beni en çok etkileyen sahnesi işte budur. Dirilişten kurtuluşa bir duruştur Çanakkale. Sadece istikbal değil istiklalin
Millet İttifakı’nda büyük savaş / ŞEBNEM BURSALI / SABAH
Ankara artık iyiden iyiye seçim sürecine girdi. Her partinin genel merkezi ana baba günü; meşhur Çukurambar kafeleri ve restoranları aday adaylarının kulis çalışmalarına ev sahipliği yapıyor. 9 Nisan'da partiler, milletvekili aday listelerini YSK'ya verene kadar da artarak devam eder. Bunlar siyasetin rutin gündemi ama bir de ittifaklar içinde olağanüstü bir trafik var. Her iki ittifaka yeni katılması beklenen partilerle ilgili görüşmeler, gizli-açık temaslar biz gazeteciler tarafından yakından izleniyor ve hiçbir detayı atlamadan sizlerle paylaşmaya çalışıyoruz. Her iki ittifak açısından mevcut ve olası durumları yorumlarken derin farklılıklar dikkat çekiyor. İlkeler etrafında oluşturulan ve devlet-millet bekası için kurulan Cumhur İttifakı ortakları, aynı bilinç ve hassasiyet içinde yürüttükleri bu süreçte son derece dikkatli ve özenliler. AK Parti-MHP ve BBP'li ittifakta Yeniden Refah Partisi, HÜDA PAR ile başlayan görüşmelerde ANAP ve DSP de denklem dışında tutulmuyor. İttifak içinde
Şimdi sıra masanın asıl ortaklarında / ŞEBNEM BURSALI
Soru hep aynı: "Akşener masadan niye kalktı, ne değişti de yeniden oturdu?" Kendisi de kurmayları da bir şeyler söylüyor ama ne kendi tabanlarını ne de kamuoyunu inandırabiliyorlar. Bu sorunun cevabını bulmak için, HDP destekli 6'lı koalisyona en çok kimlerin sevindiğine bakmak yeterli aslında. En çok sevinenlerin başında Biden yönetimindeki ABD geliyor. Dolayısıyla YPG/PYD-FETÖ terör örgütlerinin en çok desteklendiği, beslendiği, hatta himaye edildiği ülke olduğu düşünülürse, bu terör örgütlerinin de çok sevindiği belli. İP Lideri Meral Akşener'in 2 Mart'ta kalktığı masaya yeniden dönmesini sağlayan meşhur 12. maddenin (Ankara ve İstanbul belediye başkanlarının seçilecek cumhurbaşkanının uygun gördüğü zaman ve yetkilerle cumhurbaşkanı yardımcısı olacağının belirtildiği madde), 6'lı Masa'nın toplanacağı 6 Mart'tan bir gün önce firari FETÖ'cü Savaş Genç'in çektiği video mesajla açıklanması bunun en bariz ispatlarından. Gelelim HDP destekli 6'lı Masa'nın en çok sevinenlerinden ABD'ye... İlk ipucunu Biden daha seçilmeden yaptığı konuşmada vermişti. Biden açık açık, "Erdoğan yönetiminin gitmesi için Türkiye'deki seçimlerde muhalefeti destekleyeceğiz" demiş, devamında
Eski Türkiye’deki kaos siyaseti geri döndü / ŞEBNEM BURSALI / Sabah
Son 72 saatte 90'lı yılların siyaset senaryosunun kısa bir fragmanını izledik. Benim yaşımda olan herkesin hafızalarındaki tazeliğini hâlâ yitirmemiş eski Türkiye siyaseti, 6'lı Masa'da vücut buldu yeniden. "Kumar masası, noter masası" denilerek bir hışımla kalkılan masada, sonrasında söylenen ve ne siyasi nezakete ne de insani ilişkiye yakışmayan her hakaret -arada gelip giden aracıların iknasıyla- unutuldu. Yüzlerde donuk gülümsemelerle, sırıtan ifadelerle yeniden oturulan, kendi deyişleriyle "kumar masası"ndan elde var sıfır kazanımla kalkıldı. Ve asıl hazin olan şu: "Masadan neden kalkıldı? Ne oldu da yeniden oturuldu?" Masadan kalkarken; kazanacak aday olarak görmediği Kemal Kılıçdaroğlu nedeniyle 6'lı koalisyonu bozduğunu söyleyen İP Lideri Meral Akşener, masaya yeniden oturtulduğunda neden onun adaylığına evet dediğini açıklamalı. Ankara'nın 90'lı yıllarının siyasetindeki kaos günlerini yakından takip eden bir gazeteci olarak, istikrarsız koalisyon dönemlerinin Türkiye'ye ödettiği bedelleri gayet iyi biliyorum. Kişisel çekişmelerin,
Tribün fırsatçılarına geçit yok! / ŞEBNEM BURSALI
Bir an durup düşünün lütfen... Bir ülke asrın felaketini yaşıyor; felaketin ilk anından itibaren devlet-millet el ele vererek hem enkaz altında kalanları kurtarmak hem de yaraları sarmak için canla başla çalışıyor. Yitip giden canlarımız yüreğimizi yakarken, canlı olarak çıkarılan binlerce insanımız hepimize moral oluyor. Ama sonra eski Türkiye alışkanlığını terk edemeyen belli güruhun yönlendirdiği birkaç kendini bilmez maşa, toplumu birleştirme gücü en yüksek olan sporun en yaygın türü futbol maçında, bu atmosferi bozmaya, yıkmaya yönelik tavır içine giriyor. Siyaseti tribünlere taşıyan, paralı üç beş çapulcu üzerinden kaos yaratmaya çalışanlara en güzel cevabı, önce kulüp yönetimleri sonra da Kulüpler Birliği verdi. Hiçbir acı siyaset konusu yapılamaz, yapılmamalı. İktidar veya muhalefet ya da herhangi bir ideoloji, yaşanan acının sözcüsü ya da tarafı olamaz. Fakat geride bıraktığımız hafta sonu oynanan iki maçta kendini bilmez küçük bir grubun attığı
Seçime Dair Herşey… / ŞEBNEM BURSALI
Asrın felaketinin yaraları hızla sarılmaya çalışılıyor. Yitip giden kayıplarımızı geri getirmek mümkün değil elbette ama geride kala tüm depremzedeler bu millete emanet. Devlet-millet el ele vererek, belki de dünyada eşi benzeri görülmemiş bir dayanışma sergileniyor. Hem maddi olarak toplanan yardımlar hem de çadır ve konteyner kentlerden tutun da giyim, barınma, yiyecek, okul ve tıbbi her tür destek, devletiyle sivil kurum ve kuruluşlar ile kişisel yardımlarla bütün dünya tarafından takdirle izleniyor. Asrın felaketiyle ilgili yaralar sarılmaya çalışılıp yasal süreç de devam ederken, bir yandan da Ankara siyaseti yarın itibarıyla Meclis Genel Kurulu'nda kendi gündemine de başlıyor. Elbette depremle ilgili konular da görüşülecek, kararlar alınacak. Öte yandan, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine dair çalışmalar var. İki konu öne çıkıyor bu noktada; Seçimler ne zaman yapılacak?
Akşener’e şok suçlama / Şebnem Bursalı
Yaşar Okuyan’ın, Kılıçdaroğlu’na sunduğu ve Altılı Masa’yı dağıtma noktasına getiren dosyada şok suçlama: Akşener, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını engellemek için genç grupları organize etti. Altılı Masa'nın dosya savaşları her geçen gün daha bir garip hal alıyor. Masanın ağabeyi konumundaki CHP'nin Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na, masanın 2 numarası İP'in Lideri Meral Akşener ile ilgili "dosya" sunan eski bakan, tecrübeli politikacı Yaşar Okuyan, "masaya verdiği rahatsızlık"tan ötürü üyesi olduğu CHP tarafından partiden atıldı. Yaşar Okuyan'ın, parti tüzüğüne uyulmadan paldır küldür partiden atılmasına sebep olan malum "dosya" meselesine gelince, kısa bir hatırlatma yapalım. Okuyan, 4 Şubat 2023'te yayımlanan İzmir merkezli Youtube kanalında Rıdvan Akgün ile söyleşisinde "Ve ona (Kemal Kılıçdaroğlu'na) Meral Hanım ile ilgili bir dosya verdim. Dosyayı Kılıçdaroğlu kullanmayacak, ben kullanacağım. O masayı dağıttığı anda Sayın Meral
AB’den rekor kampanya / ŞEBNEM BURSALI
Her şerde bir hayır vardır sözü, küçük büyük yaşanılan bütün olaylarda karşılık bulur. Belki başa gelen olayı, acıyı değiştiremeyiz ama her acı sonrasında insani bir durumun ortaya çıkması, az da olsa avutur insanları. "Asrın felaketi" sırasında ve sonrasında da pek çok benzer durum meydana geldi. Kişisel olduğu kadar kurumsal, diplomatik karşılığı olan gelişmeler yaşandı. İlişkilerimizin her daim gergin olduğu Yunanistan, Ermenistan, İsrail gibi ülkeler, afet sonrası arama kurtarma ve acil yardım ekiplerini gönderdikleri gibi başbakan ve bakan düzeyinde ilk destek ziyaretleri yapan ülkeler arasında yer aldılar. 80'den fazla ülkeden gelen 7 binin üzerindeki arama kurtarma personeli, sahada günlerce birlikte canla başla çalıştı, onlarca hayat kurtardı. NATO ülkelerinden bin konteyner gönderildi, 4 bin kişiye barınma sağlanması hedefleniyor. İkili ilişkilere olumlu yansıması beklenen bu gelişmelerin benzeri, 99 Marmara depremi sonrasında da Yunanistan'la yaşanmış, iki ülke arasında yeni bir sayfa açılmıştı Hatta yıllardır