Bir Mersin sevdalısı Gazanfer Uğural… / BAHA AKINER Genel KÖŞE YAZARLARI by admin - 27 Eylül 20230 Sosyal Medyada PaylaşTek cümleyle tanıtmak gerekirse; dolu dolu bir cümleyle hani, bir Mersin sevdalısıdır Gazanfer Uğural… 3 Haziran 1936’da sarı sıcak bir Adana sabahında doğar Gazanfer. Yedi çocuklu bir ailenin ikinci çocuğudur. Cemil Bey’den olur, Ayşe Hanım’dan doğar. Anne de baba da Gaziantep kökenlidir. Cemil Bey; o zamanlar 3 yıl olan köy okulunu bitirmesinin ardından önce bir kurumda tahsildar olarak çalışır, ardından polis olur… O dönemlerde memurlar çok sık yer değiştirdiğinden ilkokula Osmaniye’de başlar Gazanfer. Birinci ve ikinci sınıfı Osmaniye’de, üçüncü ve dördüncü sınıfı babasının Adana’ya tayini nedeniyle Adana’da tamamlar… Sürekli taşınma ile geçen o yıllardan pek bir anısı yoktur Gazanfer’in. Sık sık okul değiştirdiğinden dolayı kalıcı ilkokul arkadaşlıkları yaşayamamıştır. O yıllara ait tek tük görüntüler vardır belleğinde. Örneğin, ninesinin sac üstünde ekmek pişirmesi… O ekmekten yapılmış sokumlar… Ufalanmış yufka ekmek, beyaz peynir ve küçük küçük doğranmış domatesin birbirine harmanlanan tadı… Bu arada Gazanfer Uğural’ın sevdiği tatlar, hep çocukluğundan kalan tatlar olmuştur. Üniversite yılarında İstanbul’da bulunan Güney yemeklerini iyi yapan lokantaların çoğunu bilmesinin sebebi de budur… Çocukluğuna ait hatırladığı bir başka durum ise annesinin o bitmek bilmez yorgunluğudur mesela. O yaşlarda olsun, sonraki yıllarda olsun hep yardım etmiştir annesine. Sadece annesine mi? Tabi ki hayır! Annesi, babası, kardeşleri, sevdikleri, arkadaşları, dostları, yani öncelikle ailesi olmak üzere hep yardım eder çevresine. Yine tek kelimeyle tarif etmek gerekirse, yardımsever biridir Gazanfer Uğural. Yardımcı olmak, dokunduğu yeri yeşertip çiçeklendirmek hep önceliği olmuştur hayatı boyunca… Osmaniye ve Adana’nın ardından Mersin ile tanışması, ilkokul beşinci sınıfta iken gerçekleşir. Ve Mersin… Yıl 1947… Bu kez babası Cemil Bey başka bir yere tayin olmadan 8 yıl boyunca ailecek Mersin’de kalacaklardır… Ahhh, o günlerin Mersin’i… Portakal ve mandalina bahçeleri arasında; tek veya iki katlı bahçeli evlerin olduğu, İstasyonda başlayıp, Müftü deresinde biten o yılların iyot kokulu güzel Mersin’i… Gazanfer Uğural’ın yaşanmışlıklarına nice güzel yaşanmışlık, anılarına nice güzel anıların birbiri ardına eklendiği o güzel Mersin yılları… Yaşamları boyunca birbirlerinden kopmayacakları Şarman Toroğlu, Kemal ve Cemal Ertanoğlu ile olan arkadaşlıkları, dostlukları… Liseyi Mersin Lisesi’nde okuduktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’ni bitirip makine yüksek mühendisi olarak hayata atılır. İTÜ’den 1960 yılında yüksek mühendis olarak mezun olduktan sonra 3 yıl boyunca aynı üniversitenin Termodinamik ve Isı Tekniği Kürsüsünde asistanlık yapar… ***** Lise, üniversite, asistanlık yılları derken askerlik gelip çatar. Askerliğini bitirdiğinde 30’lu yaşlara gelmiştir. Hayatı hep mücadelelerle dolu olduğundan bir türlü gönül işlerine fırsat bulamaz. Bir gün, hem öğrencisi hem arkadaşı olan Uğur Arıca, kız kardeşi Filiz’in evde düzenlediği bir mezuniyet çayına davet eder Gazanfer Uğural’ı. Filiz Arıca, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden yeni mezun olmuş avukatlık stajına başlamak üzeredir. Buradaki tanışıklık, sonraki yıllarda görüşmelere ve evliliğe kadar uzanacaktır. “Evliliğe kadar uzanacaktır” dedim ama hemen gelmez evlilik teklifi. Mahcuptur, utangaçtır Gazanfer Uğural. Tanışmalarının üzerinden hemen hemen 1 yıl geçtikten sonra Uğur Arıca’nın nişan töreninde cesaretini toplar ve evlilik teklifini yapar. 2 Ağustos 1965 tarihinde evlenirler… Meslek hayatına, 1966 yılında kurduğu kendi firması Termas ile devam eder. 1966 yılı, uğurlu bir yıldır Uğural ailesi için. İlk çocukları Özlem doğar. 1968 yılında da Burak… Hem yurt içinde hem de yurt dışında birçok projeye imza atmıştır Gazanfer Uğural. 1966 ile 1973 yılları arasında öğretim görevlisi olarak çeşitli üniversitelerde akademik çalışmalarını sürdürür… İnsanların ve toplumun gelişebilmesi ve ilerleyebilmesi için kültürel, sanatsal, eğitsel girişimlere, gönüllü ve özverili katkıda bulunulması çalışmalarına öncülük eder yaşamı boyunca… İTÜ ile ilgili hemen hemen bütün vakıf, birlik, dernek ve kurullarda yer alır. Aynı zamanda Türk Tesisat Mühendisleri Derneği (TTMD) üyeliği ve merkezi İstanbul’da bulunan İklimlendirme Soğutma ve Klima İmalatçıları Derneği (İSKİD) onursal üyeliği de yapmıştır… 6 kitaptan oluşan Termas Teknik Yayınları’nı da kuran Uğural; çocukluğundan itibaren sanata, bilime, spora olan yakın ilgisi ve Atatürkçü kişiliği ile tanınır. Ölümünün ardından adı Mersin Mezitli’de bir parka verilir. Çok sevdiği ailesi ve başarılı iş yaşamının dışında ilk gençlik yıllarını geçirdiği kent olan Mersin’i, dostlarını, sanat ve gönüllü çalışmaları ile ilgili bir dünyası da vardır… Çok kıymetli büyüğüm İçel Sanat Kulübü Danışma Kurulu Sekreteri Fatma Öztep ablamın iş yaşamına başladığı yıl olan 1976’da, İstanbul’da, şu anda İstanbul’daki Mersin Liseliler Derneği’nin başkanı olan Ülker Arıkan’ın babası öğretmen Ziya Arıkan’ın da bulunduğu ve yaklaşık 250 Mersinlinin katıldığı bir yemekte doğar fikir. Mersin’den uzakta Mersinliler olarak hayata karşı dayanışmak gerekiyordur. Ve dernekleşmek… Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal ve ağır koşullar nedeniyle 1985 yılında gerçekleştirebilirler bu güzel fikri, bir avuç Mersinli… 1985 yılında kurucu başkan olarak İstanbul’da Mersin Liselileri Derneği’nin kuruluşunda yer alan Gazanfer Uğural; o tarihten itibaren yaşamı boyunca başta İçel Sanat Kulübü çalışmaları olmak üzere, hem dernek aracılığıyla hem de kişisel olarak Mersin’deki birçok kültür ve sanat olayına destek verir. Kurucusu olduğu Mersin Liselileri Derneği, kültür ve sanat olaylarının yanı sıra Mersinli üniversite öğrencilerine burs vererek eğitime hep katkıda bulunmuş ve hâlâ da bulunmaktadır. Mersin’in toplumsal, kültürel ve sanatsal yaşamını İstanbul’dan izleyip katkılar sağlamış ve İstanbul’a giden Mersinli sanatçılara yol açmaya çalışmıştır. Onların eserlerinden zengin bir koleksiyon oluşturmuştur… ***** 12 Nisan 2001, günlerden de Perşembe. O kara günde ayrılır aramızdan bu yüce gönüllü insan. Ölümünün ardından büyük bir araştırma sonucunda kaleme aldığı “Gökkuşağı Gibi – Gazanfer Uğural’ın Yaşam Öyküsü” adlı kitabının ‘sunu’ bölümünde şöyle yazar Meriç Alkan: “Önce inanmak istemiyor insan, kötü bir düş görmekte olduğunu sanıyor. Ama geçen zaman, sessizce ve tüm ağırlığı ile kabul ettiriyor gerçeği. Gazanfer Uğural’ın ölümü de sevenlerince yüreklere böyle gömüldü. Ölüm gerçeğini değiştirmek mümkün değildi, ama böyle bir dostun ardından bir şeyler yapmak mümkündü ve buna, örneğin bir kitap ile başlanabilirdi. İstanbul’daki Mersin kökenli arkadaşlarından bir grup olarak toplanıp bu kararı aldık. Çok sevdiği ailesinin ve başarılı iş yaşamının dışında bir başka dünyası daha vardı Gazanfer Uğural’ın; ilk gençlik yıllarını geçirdiği kent olan Mersin’i, dostlarını, sanat ve gönüllü çalışma tutkularını içeren bir dünya. Onu farklı kılan da bu dünyasındaki becerileri ve çalışmalarıydı. Aynı okulun havasını solumuş ve Mersin Liselileri Derneği’nin yönetiminde uzun süre birlikte çalışmıştık. Birlikte çalışmak, topluluğumuzda gelenek olmuş dostluğu daha da pekiştirmiş, bana yalnızca Mersin Liselileri Derneği çerçevesindeki çalışmalarına değil, aynı zamanda birçok anısına, düşüncelerine, diğer çalışmalarına ve uğraşılarına ilişkin bilgilenme fırsatı vermişti. Onun için bir kitap hazırlanması gündeme geldiğinde de bu görevi üstlenmeye karar verdim. Bu kararda, daha önce birlikte yayımladığımız ve yayımlamayı düşündüğümüz kitaplar konusunda bana duyduğu güvenin de yüreklendirici bir etkisi oldu. Başlangıçta, kitabın türü konusunda kesin bir seçim yapılmamıştı. Bu, bir armağan kitap olabilirdi, ya da bir yaşam öyküsü kitabı. Gelişmeler, ikincisi yönünde oldu. Bir anma toplantısı nedeniyle hazırladığım ve kitap boyunca koyu italik harflerle basılmış olarak beliren metin de bu yaşam öyküsünün planını oluşturdu.” ***** Evet dostlar; İçel Sanat Kulübü’nün tüzellik kazanıp kurumsallaşmasına maddi-manevi destekleri bulunan Gazanfer Uğural’ın kuruluşuna öncülük ettiği Mersin Liselileri Derneği, halen şartlara göre her yıl 150-200 arasında değişen üniversite öğrencisine karşılıksız burs sağlıyor. İstanbul Mersin Liselileri Derneği’nin Kurucu Başkanı, hamisi, eğitim, kültür ve sanat dostu, kocaman yürekli güzel insan Gazanfer Uğural bugünkü konuğumuz… Gazanfer Uğural mı? Mersin’in tanıtımına yönelik geniş kapsamlı bir proje görüşmesi için 2001 yılı Nisan başında, dönemin Valisi Şenol Engin’in de katılımıyla yaklaşık 15 kişiden oluşan grupla görüşmeler yapıp, “Mersin Liselileri Haftası” etkinlikleri kapsamında tekrar dönmek üzere ayrıldığı, çok sevdiği gençlik kentinin havasını tekrar soluyamadı. Sonsuza kadar yüreğimizde yaşayacak… Üzüntüyle, sevgiyle, minnetle… Dokunduğu yeri yeşerten, çiçeklendiren benliğiyle; Mersin’e, kültürel ve sosyal çalışmalarına, başlı başına hayata ve İçel Sanat Kulübü’ne katkıları unutulmayacaktır… Mersin’in özgün ve susturulamayan sesi Güney gazetesindeki köşemden takdimimdir… Saygıyla… Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Share on LinkedIn Share Share on Digg Share