*- ALIŞKINIZ BÖYLE VAKALARA / YAŞAR EYİCE KÖŞE YAZARLARI by admin - 18 Ocak 20230 Sosyal Medyada PaylaşGenelde çoğunluğumuz ‘Hak yemeyiz!’ diye kendimizi avuturuz. Ama özellikle işyerimizde bunun aksini yaparız. İster doktor olalım, isterse memur ya da işçi! Ama hiçbir zaman şu soruyu kendimize sormayız, ‘İşimizi doğru dürüst yapıyor muyuz?’, ya da ‘Aldığımızı hak ediyor muyuz?’ Sezgin Can ile Aynur Can benim Bornova’dan ‘can’ dostlarım.. Geçenlerde, sağlık problemleri için bir devlet hastanemize gittiler. Geçirdikleri bir operasyon için pansuman ihtiyaçları vardı. Acil serviste beklediler… Yine beklediler… Uzunca süre beklediler… Çünkü yeterli doktor da sağlık personeli de yoktu… Ya da yetersizdi… Bir ara ‘Bize ne zaman sıra gelecek?’ diye söylenmeye başladılar. Doktor çıkıştı, ‘Bunların vebalini alır mısınız?’ diye… Yani ‘Sesinizi kısın oturun, bekleyin!’ demek istedi. Büyük ihtimalle çalışma arkadaşlarını böylece koruma gereğini duymuştu… Ama… Çok sonra yabancı uyruklu bir kişi geldi. Onun da isteği ‘Pansuman’ yapılması idi… O da ne? Biraz sonra dileği yerine geldi. Sezgin Bey, yine söylenmeye başladı; ‘Bu haksızlık değil mi?’ diye… ‘Düzeni bozma!’ diye çıkıştılar… Ama bu kadar da olmazdı ki! Yani keyfi davranılamazdı, Can çiftine göre de, bana göre de! Çalışanlara ‘Haklısın!’ denilecek bir durum yoktu… Ve bağırış çağırış sonucu onlar da çok sonradan acil servise gelenin ardından pansumanlarını yaptırdılar. ‘Ben eşimin yanında olmak istiyorum!’ demesini de olumlu karşılamadılar, ‘Sen dışarıda bekle!’ denildi… Aynur- Sezgin Can çiftine, ‘Olur böyle vakalar!’ dedim,,, Sonra da ‘Aborjin duasını’ anlattım… *- MERHAMET SONUNCU OLUYOR Avustralya’nın yerlilerinin neler çektiğini, nelere katlandığını bildiğim için! Aborjinler şöyle düşünür ve derler; ‘Seni ayakta tutacak kadar güzelliklerle dolu bir yaşam diliyorum! Aydınlık bir bakış açısına sahip olacak kadar güneş diliyorum. Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur diliyorum. Ruhunu canlı tutacak kadar, mutluluk diliyorum. Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek kadar acı diliyorum. İstediklerini tatmin etmeye yetecek kadar acı diliyorum. Sahip olduğun her şeyi takdir edeceğine kadar kayıp diliyorum. Son elvedayı atlatmaya yetecek kadar merhamet diliyorum…’ Aslında ben burada ‘can dostlara’ seslenmiyorum; Hani, ‘Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla!’ deriz ya, bu söz hepimiz için geçerlidir…. Anlayana saz, anlamayana davul zurna az… *- İYİ Mİ? Bizler empatiyi genelde nasıl kurar, ya da düşür, konuşuruz? Bu konuda da biraz anımsatma yapayım: ‘Bu mal yapıyorsa ben de yaparım!’ Motivasyonumuz böylece tam olur! Karşımızla ‘empati kurmak için!’ şöyle deriz: ‘Aynı şeyi senin anana bacına yapsalar iyi mi?’ Sosyolojimiz de iyi eyvallah; ‘Elalem ne der?’ diye düşünürüz hep… Felsefemiz de iyidir; ‘Çok düşünme kafayı yersin!’ diye öğüt vermeyi de biliriz. Sevgimizin üzerine yoktur! ‘Ya benimsim, ya da kara toprağın!’ Aşkımızı böyle anlatırız… Bazılarımız da boşuna, ‘Seni seviyorum’ lafını kullanıyor, öneriyor… Adalet duygumuzun üstüne de yoktur! Öyle işi fazla uzatmayız ve ‘Allah’ından bul!’ diyerek sorunu hemencik çözeriz…’ Yaşar EYİCE 0532 781 95 18 E-Posta: yasar.eyice@gmail.com Twitter: @Yeyicee Facebook: yasar.eyice.311 Share on Facebook Share Share on TwitterTweet Share on Pinterest Share Share on LinkedIn Share Share on Digg Share