Buradasınız
Anasayfa > ÇEVRE > AK PARTİLİ KIRKPINAR SELİ MECLİS’E TAŞIDI

AK PARTİLİ KIRKPINAR SELİ MECLİS’E TAŞIDI

Sosyal Medyada Paylaş

AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, geçtiğimiz hafta İzmir’de etkili olan yağış nedeni ile meydana gelen, sel ve su baskınları sonucu yaşanan olumsuzluklara dikkat çekmek amacıyla TBMM’de basın açıklaması yaptı.

 

AK Parti İzmir Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Yaşar Kırkpınar, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında devletin felaketin ilk anından itibaren tüm kurumları ve imkanlarıyla vatandaşının yanında yer aldığını vurguladı.

Kırkpınar, “İzmir’de geçtiğimiz hafta etkili olan şiddetli yağış nedeni ile hepimizi derinden üzen o görüntülere şahit olduk ve bizzat yaşadık. Kent genelinde etkili olan yağışlardan ötürü Konak, Balçova, Karabağlar, Karaburun, Bayraklı ve Karşıyaka ilçelerimiz başta olmak üzere il geneli ev ve iş yerlerini su bastı, yolların su ile dolması sebebiyle trafik akışı sağlanamadı. Devletimiz felaketin ilk anından itibaren tüm kurumları ve imkanlarıyla vatandaşının yanında yer alırken, İzmir son dönemin en büyük sel felaketlerinden birini yaşadı. Kente 8 saatte 1 aylık yağış düştü. Özellikle Karabağlar ve Balçova ilçelerimizde bulunan bazı derelerin taştığı ve Karabağlar ve Bayraklı ilçemizde de çok sayıda ev ve iş yerinin sular altında kaldığı görüldü” dedi.

“ÇALIŞMALAR BÜYÜK BİR TİTİZLİKLE YÜRÜTÜLDÜ”

Sel hadisesinden dolayı 2 kişinin hayatını kaybettiğini belirten Milletvekili Kırkpınar açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Yapılan tespitlere göre 19 derenin taştığı, bin 714 su baskını ve 52 mahsur kalma olayı yaşandığı öğrenilirken, Özellikle konutlarda ve iş yerlerindeki su baskınlarının ortaya çıkardığı tabloyu bir an evvel normale döndürmek için, kurumlarımızın desteğiyle büyük bir gayretle çalışmalar yapıldı. Maalesef bu sel hadisesinde 2 vatandaşımızı kaybettik.  Selden dolayı hayatını kaybeden 2 vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile  Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun talimatlarıyla ilimize gelen Bakan Yardımcımız İsmail Çataklı’nın koordinesinde Valimiz, emniyet, jandarma, büyükşehir belediyesi, AFAD ve diğer kurumlarla birlikte genel durum değerlendirmesi yapıldı. 2 bin 391 personel, 451 araçla çalışmalar sürdürüldü. Esasen ilimiz, bu tür afete bakımından araç gereç kapasitesine kadar büyük oranda yeterli ancak yine de tedbiren çevre illerden başta vidanjör olmak üzere ihtiyaç durumunda araç ve gereç istemek üzere hazırlıklar öncesinden yapıldı.  Bakan Yardımcımızın koordinesinde çalışmalar büyük bir titizlikle yürütüldü. İl Merkezi ve ilçelerimizde meydana gelen hasarın dışında Tarım arazilerinde de 66 bin dönümlük alanın su altında kaldığı ve suların tamamen çekilmesi ile hasar tespit çalışmalarının yapılmaya başlandığını ifade etmek istiyorum.  Hem tarım arazilerinde hem de konut ve iş yerlerindeki zararlarla ilgili ekipler oluşturulup,  çalışmalar başlatıldı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız zarar gören yapılarla ilgili defterdarlığımızla birlikte AFAD’ın koordinesinde konut ve iş yerlerindeki zararlarla ilgili çalışmaları hızlı bir şekilde başlattı. Sayın Valimiz olayın başından itibaren durumu vaziyet edip diğer kurumlarla birlikte vatandaşlarımızın taleplerinin ivedi bir şekilde yerine getirilmesini sağladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız;  Büyükşehir Belediyesi, AFAD, Devlet Su İşleri ve Karayolları başta olmak üzere ilgili bütün kurumlarımız özverili bir şekilde çalışmalarını sürdürdü.”

“BULUNDUĞUMUZ KONUMLAR;  POLEMİK SİYASETİ DEĞİL ESER SİYASETİ ÜRETME MAKAMLARIDIR”

İzmir’in yere anlamda siyasi bir kısır döngü etrafından bırakıldığını belirten Kırkpınar, “ İzmir Türkiye’nin üçüncü büyükşehri, Ege Bölgesi’nin de incisi olmasına rağmen maalesef yerel anlamda siyasi bir kısır döngü etrafında bırakılıp, bir takım hizmetlerden yoksun kalıyor. Buna zaman zaman İzmir’i ziyaret eden ana muhalefetin lideri ve milletvekilleri de şahit oluyorlar. Alt yapı, üst yapı, trafik, çarpık kentleşme, kötü koku başta olmak üzere İzmir’in kalıplaşmış ve çözülmeyen bir çok sorunu bulunuyor. Deprem, sel, fırtına ve çığ gibi afetler elbette doğal olarak yaşanmaktadır. Ancak tedbir almak hepimizin görevidir. Özellikle kentlerde Belediyelerin bu tür doğal afetlerde oluşabilecek zararı en aza indirmek için kademeli ve planları olarak çalışma yapması gerekmektedir. Ancak İzmir’de bu ve buna benzer çalışmalar yapılmamakla birlikte yerel yönetimlerin hükümetimize alternatif çalışmalar yapıp, algı oluşturmaya çalışması da bizleri vatandaşlarımız adına üzmektedir.  Bulunduğumuz konumlar;  polemik siyaseti değil eser siyaseti üretme makamlarıdır. Belediye başkanlarının görevi, mazeret üretmek vatandaşlara tavsiyelerde bulunmak değil, şehirlerine en kalıcı hizmetleri getirmek için çalışmaktır. Hem ‘Köylü Milletin Efendisidir’ hem de şehirde yaşayan vatandaşlarımız bizim birinci sınıf vatandaşlarımızdır. Kimsenin hemşerilerimize eziyet çektirmesine göz yumamayız.  25 yıldan beri İzmir’i yönetiyorsunuz fazla söze gerek yok İşte İzmir manzarası…  Bizim İzmirliler olarak beklentimiz alışılagelmiş kolay siyaset oyunundan vazgeçip halkı yanlış bilgilendirmekten ziyade icraata geçip mağdur olan vatandaşlarımızın mağduriyetlerinin gidermesi ve en önemlisi şehrin kronikleşmiş sorunlarını ilk fırsatta gidermek için adım atılmasıdır. Bu duygu ve düşüncelerle bu felaketten yara alan; yardım bekleyen her vatandaşımıza koordineli bir şekilde ulaşılmış olup, gereğinin yapıldığını bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Kıymetli İzmirli hemşerilerimize tekrardan geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor,  İzmir’imizin ve ülkemizin yaşadığı son felaket olmasını temenni ediyorum” diyerek açıklamasına son verdi

Bir yanıt yazın

Top